Hayatla mücadele ederken önemli bir şey öğrendim. O da hiçbir zaman isyan etmemek oldu. Çünkü isyan edersen hayat seni cezalandırıyor. Kaçınılmaz bir şeydir bu. Elinde olanların kıymetini bilmiyorsun ve feveran ediyorsun. Sonuçta elindekinden de oluyorsun. İsyan etmemek, nefrete yenilmemek ve sağduyuyu kaybetmemek gerek.
Ne istiyorsan sadece bekleyeceksin. Her şey bir anda olmuyor. Tanrı bile 6 günde yaratmamış mı evreni? Neden sabırsız davranıyorsun. Ben de sabırsızım aslında. Sabırlı gibi görünürüm ama içten içe sıkılırım beklenen olmadığında. Olacak ya da olmayacak dünyanın sonu değil. Hayır gelmeyecekse olmasın de ve ilerle.
İçime gömdüğüm cam kırıkları var. Ağır ağır kanıyorum denebilir. Bütün hesaplarım mutsuzluğumun kendi elimden geldiğini çıkardı bana. Bir günah keçisi buldurmadı yani. Kendi kafasızlığımın cezasını çekiyorum 35 senedir. İçimdeki pişmanlık büyüdü 17 yaşında bir ağaç oldu. Meyvesi dikenli, tadı acı ve açlığımı hiçbir zaman geçirmeyecek.
Ne istiyorsan sadece bekleyeceksin. Her şey bir anda olmuyor. Tanrı bile 6 günde yaratmamış mı evreni? Neden sabırsız davranıyorsun. Ben de sabırsızım aslında. Sabırlı gibi görünürüm ama içten içe sıkılırım beklenen olmadığında. Olacak ya da olmayacak dünyanın sonu değil. Hayır gelmeyecekse olmasın de ve ilerle.
İçime gömdüğüm cam kırıkları var. Ağır ağır kanıyorum denebilir. Bütün hesaplarım mutsuzluğumun kendi elimden geldiğini çıkardı bana. Bir günah keçisi buldurmadı yani. Kendi kafasızlığımın cezasını çekiyorum 35 senedir. İçimdeki pişmanlık büyüdü 17 yaşında bir ağaç oldu. Meyvesi dikenli, tadı acı ve açlığımı hiçbir zaman geçirmeyecek.
Yol beni buraya getirdi, başkalarının ağız kokusunu çeken, cahillerden nasihat dinleyen biri oldum. Elbette kendim ettim kendim buldum. İsyan etsen, kendini paralasan bir çaresi yok. Ne kadar ezilsem de kaderimi sırtlayacağım bu belli. Ve yalnızlığımla evleneceğim.
Dünya gelip geçici, ama sevmezsen zaman durur ve bin yıldır yaşıyormuş gibi hissedersin henüz 30’larında. Bundan kurtulmanın yani zamanı hızlandırmanın yolu gelişine yaşamaktır. Gargara yapmadan yutacaksın yaşananları…
Ölmek için yaşıyoruz demiştim daha önceden. Ama bir derin gerçek de insanlar ölmeyeceğini düşünerek yaşıyorlar. Ölmek isteyenler, bu dünyada hiç var olmasaydım diyenlerdir.
Ben var olmasaydım diye düşünmüyorum ama her türden insanları gördükçe çakalına, yalancısına, şerefsizine bu kadar çok rastladıkça kalbim daha da ağırlaşıyor, kamburlaşıyorum. İnsanı hayata küstüren yine insandır. Bir bitki ya da hayvan seni hayata küstürmez.
Hayatımı bir köşeye yığıp deliksiz uyumak isterdim.
Hassas kalpler ha, kimin umurunda?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.