Binlerce ukde arasında birkaç nükte; yaşanmışlıklar..

29.08.2021

İtiraf..


Bazı günler vicdanımın sağır olduğunu varsayıyorum. Vicdanım sağır olsaydı neler yapabilirdim düşünüyorum. Herhalde kötü adam olmak kolaylaşırdı. Kandırabilirdim insanları, eziyet edebilirdim ruhlarıyla ve yastığa kafamı koyduğum gibi uyabilirdim. İnsanlar bastırılmış duygularla yaşıyor zira. Açığa çıkartmadan rahatlayamıyor. Aslında her insan içten içe suç işlemek istiyor. Doğası gereği bu böyle, bazıları hafif bazıları inanılmaz ağır suçlar işlemek istiyor. Mesela marketten bir sakız çalmak istiyor. Bazıları da insan öldürmeyi düşünüp hayal ediyor. Hepsi bastırılmış bu duyguların, bir an elinden kaçırdığında damga yiyip, mahpusa düşüyorsun. Vicdanın sağırlaşırsa bir an konuşmayıp susarsa bir suçluya dönüşmen çok kısa sürüyor. Bir sabah kalkıp koşuyorsun bir saat, oturup çay içiyorsun balkonunda. Diğer sabah ise sıkış tepiş bir koğuşta diğer suçluların arasında uyanıyorsun. Hayatın ortası yok. Ya suçlusun ya değilsin..

Bir dünya yaratılmış, biz de o dünyaya kurallar ve yasaklar koymuşuz. Kimse kimseye karışmadan, zenginlik içinde, ya da yağıyla kavrularak yaşayıp gidemiyor oysa. Temel sebepler sosyal statüler, etnik kimlikler, karşı cinsten doğan problemler. Suça bunlar iter insanı. Yaşayamamak, tadamamak, ihanete uğramak, aşağılanmak vs. İtiraf edin siz de bazen uykuya dalmadan nefret ettiğiniz birini ortadan kaldırmayı hayal ettiniz. Düşüncelerin ucu bucağı yoktur, en kötüsünü, en iğrencini bile düşünürsün. Çünkü insansın hatalar seni var eder. Çoğu zaman düşüncede kalır bunlar, kendinle senin aranda. En büyük sır düşüncelerdir muhakkak. Hem de zaten iki kişi arasında sır olmuyor..

25.08.2021

Batık şiir..



Şanssızlık ya da uğursuzluk değil bu,
Aynalar da kırılır, merdiven altından da geçilir.
Bir şey bozulacaksa, günü gelir bozulur sonuçta..
Her şeyden önce insan bozulur,
Pek tabii insan yapımı makineler, ilişkiler
Şanssızlık değil beni artık sevmemen
Yolumu gözlemeyip, beklememen..
Günü geçmiş, bozulmuş, kırılmış birlikteliğin
Son kürek toprağını da atmışken
Yani giden gitmiş,
Kalan da yerin dibine girmiş
Bir sıvalık ömrü kalmış aşkı çizdiğimiz duvarların.
Onlarca intihar artığı, birkaç dikiş..
Meğer ne çok şey birikmiş.
Yalnızlığıma ne kadar ömür biçilmiş?

20.08.2021

Birkaç satırlık şiirler VI..



-Yapamamak ve Olamamak-

Gökdelenler gibi göğü tırmalayamam
Sınırlarımı aşamam, kaidelerimi bozamam
Yolum yol olmasa bile o yoldan çıkamam
İsyanlar alevlenir içimde de dışa yansıtamam
Yağmurda doğmuşum iyi havalara aldanamam..

-Etki Tepki-

Bir cılız mum ışığında büyür gölgem
Yansır duvarlara dem bu dem
Oyun sona erer kapanır perdem
Engeller çoğalır da etki etmez hiçbir yöntem.. 

-Beklemiyorsun-

Güneşle Ay'ı aynı anda istiyorsun
Birini bile oldurmak elimde değil ki
Sözler verdirip, sözler veriyorsun
Tutabilmem için beklemiyorsun ki..

17.08.2021

An..


Bir sebebi vardı, ah o sebepler her zaman olurlardı değil mi? İçimizi rahatlatmak, acıyı azaltmak için miydi o sebepler? Yoksa gerçekten de engeller miydi? Benim sebeplerim çoğu zaman ilkiydi, bahanelere sarılırdım çünkü. Olmadıysa bir sebebi vardı, benim hatam yok denecek kadar azdı. Hep böyle düşünürdüm son zamanlara kadar. Ne yaşarsam yaşayayım, nasıl bir hayatım olursa olsun. Bazı şeyleri düzgün yapabilirdim çünkü. Kolaya kaçmak işime geldi. Olmadığında bunu dış etkenlere bağlayıp kendimi avutmam basit bir reaksiyondu sadece..

Basit, ucuz, hazır yöntemlerle kaliteli bir sonuca ulaşamazsınız. Ucuz mamaya kediler bile tenezzül etmezler. İnsanlara uzun zamanlar aynı pencereden, aynı açıdan baktım. Giyindikleri maskelerin altını hiçbir zaman görmediğim halde, tahminlerle hayatta kalırım sandım. Tahminlerim görüldüğü üzere yanlıştı. Kaybetmemem gereken kişileri çok kolay harcadım. Zamanı tersine çevirmeye kimsenin olmadığı gibi benim de gücüm yok. O insanlar hayattalar belki, ama telafi etmeye de gücüm yok. Çünkü telafi de edemem eskisi gibi olmaz. Hem de üzerinden çok yıl geçtiği için varlığımı bile unutmuşlardır. Zaman aşımı diye bir şey var, davaları düşürür. Ben de zaman aşımına kurban gitmişim..

12.08.2021

Eğri..



Bana ilgi göstersen de değişmez bu kurallar
Bilmelisin ki yetmediğinden değil, hak etmediğimden
Fırsatlar kaçar, başımdan eksik olmaz kazalar
Çoğu kez kırmızıda geçip, yeşilde beklediğimden..

Hayatımı gözlerim kapalı yaşamışım da
Ümidim var, belki gözlerim açık gider
Bir hevesle kalemi elime almışım da
Doğru noktada kesişmez, eğri çizdiğim çizgiler..

10.08.2021

Sen Nisan'sın Daha Ben Sarı Ekim..

Yine yol alıyoruz benim mevsimime. Yine kendimi kapatıp düşüncelere dalacağım yine. Doğum günümde akıl almaz bir yalnızlık çekeceğim yine. Kışa hazırlık derler, ben kışa hazırlanmam oysa. Her kış buz tutar ellerim. Bu bana koymaz, bir ritüeldir bana. Kış bittiğinde cemreler düştüğünde, ayarlarım bozuluyor hep. Kalbim soğuk olduğundan, hislerimde soğuk. Sıcağa hiç gelemiyorum. İnsanın içinin pırpır etmesi gerekirken, baharda mutlu olmaz mı? Ben olmuyorum işte. Bana bahar mevsimi onu hatırlatıyor, o da benim olmadığına göre neden mutlu olayım ki?

Anılar işkence eder olmuş. Onlardan kaçış yokmuş. Yakışıyorum hazan mevsimine. Ağaçlar yaprak döküyor ya, ben de kendimden parçalar döküyorum. Giderek eksiliyorum, giderek soyutlanıyorum, şeffaflaşıp kayboluyorum. Çekmem gerekiyormuş, tatmam gerekiyormuş bu çileyi. Unutmak isterken unutmamam gerekiyormuş. Her yıl alışıyorum, biraz daha biraz daha. Tam olarak ne zaman alışırım bilmiyorum. Belirli bir süre yok ki, her bünye farklı işte. Kendime kızdığımdan unutamıyorum. Tamamen kendi hatam olduğundan, o zamanlar ki aymazlığıma kızdığımdan. İleriye yarım adım, geriye tam adım. Olduğum yer, ümidimi kaybettiğim yer aynı zamanda..

Bir zamanlar diye addetmek lazım. Bir zamanlar tüy kadar hafiftim demek lazım. Şimdi karaya vurmuş bir gemi kadar çaresiz ve o gemi kadar ağırım. Öyle olsaydı, şöyle olsaydı böyle olurdu diyemiyorum. Çünkü tarihte böyle bir şey yoktur. Sadece merak ediyorum diyelim. Devam edebilseydik yine ayrılırdık belki, ama bu yarım kalmışlığım, bu ani akla gelişler geçer miydi? Bilmiyorum, en çok bilemeyecek olmak acıtıyor zaten..

Neyse bu şarkı benden sana gelsin. Kendine çok iyi bak. Mutlu ol..



7.08.2021

Bu..



Belirsizlik içinde yaşanan bir şey bu
Telaş, huzursuzluk, üzüntü içinde kıvranılan bir şey bu
Sonunda limana demirleyip çürütülen bir bedendir bu..
Kırıp, kırılmadan yaşayamayan camdan bir biblo gibidir bu
Verdiğin son nefesle sonsuz bir sessizliğin içine girecektir bu
Öğrenilip, tecrübe edilip, uygulanamayandır bu..
Kimseye değmeden, yol vermeden adımlayıp duruldu
Hiçliği var edip, varlığı yok ederek
Seyrettik sadece alemi, nasıl bir oyunsa bu..

5.08.2021

100..



100. paylaşımım olması sebebiyle bir başlık açayım dedim. Bundan önceki bloğumda ne kadar paylaşım yaptığımı hatırlamıyorum. Ama 100'e ulaşamamıştım sanırım. Bu bloğu 2019 Ağustos'unda açmıştım. 100. paylaşımımda Ağustos ayına rastladı. Sayfa görüntülenme sayısı da 10 bini geçti. Benim için iyi bir rakam bu. 2 yılda çok az gibi görünebilir. Ama haftada 1-2 kişi bile okusa, boşluğa yazmadığımı anlayıp seviniyorum. Tabi trafik kaynakları da önemli, ekşi sözlükten çok kişi geliyor buraya. Oraya bloğun bağlantısını koyduğumdan. Başka linkini koyduğum sitelerde var, ama ekşiden iyi trafik alıyorum. Bir de istatistiklere baktığımda yabancı ülkelerden de giriş olduğunu görüyorum. Sanırım translate butonu işe yarıyor. Portekiz'den her hafta görüntüleniyor bloğum. Portekizli takipçime de teşekkür ediyorum buradan. Belki de Türk'tür, değilse de teşekkürler..

Bu momentumda yazmaya devam edersem 5-6 yıla 500. paylaşımımı da yaparım. Her yıl daha da fazla yazıyorum zira. Umarım boşluğuma gelir de kapatıp gitmem burayı. Burada çünkü ciddi bir emek ve birikim oldu. Aslında zamanında yazdığım yazıları buraya kopyalasam iyi bir arşiv yeri olabilir burası. Ama gerek yok. Buraya taze yazdıklarım girilmeli sadece..

İşte böyle, kendi çapımda bir şeyler yazıyorum. Karanlık, kasvetli şeyler yazıyorum. Ne kadar bloğun teması aydınlık olsa da. Buraya hit kazandıran herkese teşekkür ediyorum. Destekleyenlere, bana hissettirmeseler de yoldaş olanlara. Sağ olun arkadaşlar..

Burası umarım uzun yıllar kalacak. 40'lı ve 50'li yaşları görürsem de yazmak istiyorum buraya. Herkese güzel günler, bol güneşler..

4.08.2021

Sövgülerimle..



Biz ölmeden önce umudumuzu öldürürler. Bir insana yaraşır bir şekilde yaşamak imkansız diyemem ama mümkün olduğunca zormuş. 2000 yıl önce gerçekleşmiş mucizeleri bugün bekler olmuşuz. Bu dünyayı biz cehenneme çevirdik, yaşamı biz zorlaştırdık, sınıf farklılıklarını biz yarattık, çevreyi biz kirlettik, ekosistemi biz bozduk. Şimdi ise mucize bekliyoruz. Ne kolay boz, yak, parçala, dağıt. Sonrada yukarıdan bir mucize bekle. Çok beklersin..

Bu dünya neden böyle? Biz neden böyleyiz? Dedikleri gibi coğrafyamız farklı olsaydı böyle mi olurdu? Coğrafya gerçekten kader mi? Yoksa çağ ilerledikçe, teknoloji ve sanayi geliştikçe hislerimizi mi kaybediyoruz? Bence öyle.. 

1.08.2021

Aslolan..



Görüp de unuttuğum rüyalar gibi kolay olabilseydi. İyileri unutup kötüleri hatırlamak gibi ister gerçek ister düş. Bu böyle..

Kaç kış ile yaz geçmiş olanlardan sonra, daha doğrusu olmayanlardan sonra. Hislerimi tavan arasına kaldırmamdan bu yana kaç insan geçmiş hayatımdan? Bir elin parmaklarını geçeceğini sanmıyorum. Kendime hazırladığım duman altı mahzenimde kaç kez öldürdüm çıplak ellerimle düşlerimi..

İpin ucunda sallandıkça ip yıpranıyor. Kopacak bir gün ve karanlığa düşeceğim. Belki dibi göreceğim belki dipsizlikte savrulup gideceğim. Macera arayıp da bela bulmak benimkisi. Belamı her zaman bulurum..

Israr etmemek gerekiyor bazı zamanlar. Yanlış da ısrar ediyorsun, düşlerin aynen gördüğün gibi gerçekleşir sanıyorsun. Hayat öyle değil, hayat karmakarışık. Milyarlarca irade var farklı düşünen. Başkasına davrandığın hareket, söylediğin söz diğer insanlarda aynı sonuç vermiyor. Hayat karışık ama bu yüzden de çok özel. Bir dövüş oyununda aynı tuş kombinasyonlarıyla birçok rakibi geçersin, çünkü oyun düzdür. Herkese aynı davranıp farklı sonuçlar alırsın, çok şaşırabileceğin sonuçlar bile çıkar..