Bazı günler vicdanımın sağır olduğunu varsayıyorum. Vicdanım sağır olsaydı neler yapabilirdim düşünüyorum. Herhalde kötü adam olmak kolaylaşırdı. Kandırabilirdim insanları, eziyet edebilirdim ruhlarıyla ve yastığa kafamı koyduğum gibi uyabilirdim. İnsanlar bastırılmış duygularla yaşıyor zira. Açığa çıkartmadan rahatlayamıyor. Aslında her insan içten içe suç işlemek istiyor. Doğası gereği bu böyle, bazıları hafif bazıları inanılmaz ağır suçlar işlemek istiyor. Mesela marketten bir sakız çalmak istiyor. Bazıları da insan öldürmeyi düşünüp hayal ediyor. Hepsi bastırılmış bu duyguların, bir an elinden kaçırdığında damga yiyip, mahpusa düşüyorsun. Vicdanın sağırlaşırsa bir an konuşmayıp susarsa bir suçluya dönüşmen çok kısa sürüyor. Bir sabah kalkıp koşuyorsun bir saat, oturup çay içiyorsun balkonunda. Diğer sabah ise sıkış tepiş bir koğuşta diğer suçluların arasında uyanıyorsun. Hayatın ortası yok. Ya suçlusun ya değilsin..
Bir dünya yaratılmış, biz de o dünyaya kurallar ve yasaklar koymuşuz. Kimse kimseye karışmadan, zenginlik içinde, ya da yağıyla kavrularak yaşayıp gidemiyor oysa. Temel sebepler sosyal statüler, etnik kimlikler, karşı cinsten doğan problemler. Suça bunlar iter insanı. Yaşayamamak, tadamamak, ihanete uğramak, aşağılanmak vs. İtiraf edin siz de bazen uykuya dalmadan nefret ettiğiniz birini ortadan kaldırmayı hayal ettiniz. Düşüncelerin ucu bucağı yoktur, en kötüsünü, en iğrencini bile düşünürsün. Çünkü insansın hatalar seni var eder. Çoğu zaman düşüncede kalır bunlar, kendinle senin aranda. En büyük sır düşüncelerdir muhakkak. Hem de zaten iki kişi arasında sır olmuyor..