Binlerce ukde arasında birkaç nükte; yaşanmışlıklar..

30.09.2021

Olacak, olmalı..



Seçen mi var olacakları
Sebepsiz suçlarlar anlayanları
Güzel günlerden güzel neyin kıstası
Olacak, olmalı, oldurmalı..
Vardır mutlaka bunun da bir anı, sırası..


21.09.2021

Aynı His..

Vay be aynı his yine benimle. Yolculuğun sonunda sen yoksun belki. Ama o yaşadığım hisler benimle. Ben belki de şehirlerarası otobüs yolculuklarına aşıktım. Yalnız başıma, her telden insanın olduğu, bir çoğunda çocukların ağladığı, otoban şeritlerini saya saya uykuya daldığım o otobüs yolculuklarına aşığım. Senden daha çok bunu özlemişim..

Bir otobüsün içinden yazıyorum bunları. Eskiye nazaran kısa bir yolculuk ama yine de iyi hissettiriyor.

19.09.2021

Yol..



Eskiyle bu kadar uğraştığıma göre kendime eskici diyebilirim. Sadece el arabam eksik. Hepsini kendime saklarım eskilerin, bir gün yenileyebilirim diye düşünürüm. Vaktinde kazandırmayan şeyler yarın da kazandırmaz ki. Ben de eskiyorum sonuçta, anılarım, düşüncelerim eskiyor bedenimle beraber..

Ben bıraktım artık kendimi akışa. Zamana karşı duramazsınız. Bir vakit yaşamışım ben de kıymet bilmeden. Bir başkasından ziyade kendimi sevmemişim. Başkası için ölmektense kendin için yaşamalıymışsın. Başkaları başkaları için yaşıyor artık. Eskiyen şeyler gibi bodrum katında ya da tavan arasındasın. Tozla kaplanmışsın. Kimse kimseye acımıyor, zoraki bir çabayla da sadece nefes alabiliyorsun. Yükselmekle, yerin dibine girmek arasında fazla süre yokmuş. Yüksekte kalamıyorsun çünkü kanatların yok, yerin dibinden de çıkamıyorsun çünkü köstebek değilsin. Tek bir bakış açısıyla buraya kadarmış. Bir tek manzara gördüm, onda da fazla vaktim kalmamıştı. Şimdi ışıltılı şehrin içinde yıldızsız, mehtapsız kalakalmışım. Işıklar gözümü alıyor, ışıklar körleştiriyor. Her taraf gürültülü, sessizliği de dinleyemiyorum. Bu kargaşa da hiçbir şeye odaklanamıyorum. Eski zamanları düşünüyorum ister istemez. Merdivenin başından arkadaşlarım bana sesleniyor. Ağaçlara tırmanıyoruz, bahçelere dalıyoruz, yıkık dökük metruk binaların sağlam camlarını kırıyoruz. Çok eski gibi gelmiyor hala. Ama çok eski biliyorum. Çünkü çocukluğumdan daha yakınım orta yaşa..

14.09.2021

Benden Bana..


Yaz geçti, kış da geçecek. Nihai sona kadar içinde kırmızı alarmlar devam edecek..

Nasılsın çabuk sıkılan adam? Her şey yolunda değil biliyorum. Umut arıyorsun sokak sokak gezip, ama umut da pahalı ya alamıyorsun. Ucuz alacak kadar da zengin değilsin ki. Söz sana bir yerden parayı vurduğumda seni unutmayacağım. Bu da yazılı belgesi olsun. Gönlünce eğlen, paranın her kapıyı açmayacağını deneyerek öğren. İnsanlar paraya saygı duyar, paranın sahibine değil..

Çok sigara içiyorsun, içme demeyeceğim tabi ki. Ben de içiyorum çünkü. Sadece her aklına geldiğinde yakma. En az 20 dakika ara olsun birincisiyle ikincisi arasında. Senin de benim de ciğerlerimiz bitik zaten..

Gece uyuyamıyorsun, bilgisayarı kapatıp yatağa geçiyorsun. Dualarını edip uyumaya çalışıyorsun, ama ne mümkün. Başına ağrılar saplanıyor. Sabaha karşı içki içmediğin halde sızıyorsun. Kalktığında acayip saçma sapan rüyalar hatırlıyorsun. Güzel rüyalar kafa rahatken görülür. Senin kafan hiç de rahat değil. Bitmeyen bir eziyeti döndürüyorsun kendinde. Unutulmak o kadar da kötü bir şey değil. Sen sadece yaşarken unutuldun. Bunun ölünce unutulmayla arasında bir fark yok. Bir format gibi düşün, her şey sil baştan işte. Unutulmamak için herhangi bir şekle girme, şansını zorlama hiçbir zaman. Basit yaşa, sınırların dışarı çıkma. En önemlisi kendini aşağılama. Başkalarından saygı görmek için önce kendini sevmeli insan. Aynaya gülümse..

10.09.2021

Arayış..



Belirsizliğin kıyısında, arka sokağın köşesinde ararım ben kendimi.
Bir gün kazansam unutur muyum kaybedişlerimi
Selam bile vermeden geçip gider miyim sonradan zengin gibi
Değişimin değişmezliğini öğrenirim ileride belki..
Ben de acele bir valiz gibi toplarım benliğimi
Uzun sürmez yaprakların dökülmesi
Bir anda geçer hazan mevsimi..
Sonrası süresiz yalnızlık
Sonrası karanlık zemheri vakti..


2.09.2021

Seçim..



Başlıyor ufak ufak içimde fırtına.
Barikatlar yerleştirilmiş çoktan meydana
Kızıl gökyüzünde göçe hazırlanıyor kırlangıçlar
Son yazılmamış ki daha.
Nedendir bu elem, bu tasa
Boğulmadığıma şaşıyorum
İzmarit artıklarında, 
Hüznün bu denli doruklarında
Hangisi doğru bilmiyorum ki
Yaşamak için öldürmek mi?
Yaşatmak için ölmek mi?
O gün geldiğinde 
Bir Eylül, bir Ekim daha geçtiğinde
O an kendimi karşıma alabildiğimde
Seçerim yokluğumu var etmek için
Bitirdiğimde, bittiğinde..
Yaşanılanlar ve yaşamım..