Binlerce ukde arasında birkaç nükte; yaşanmışlıklar..

15.07.2020

Ara..



Bugüne kadar özellikle bu yıl için çok paylaşım yaptığımı düşünüyorum. Kendime izin verme kararı aldım. Bu senenin sonuna kadar paylaşım yapmayacağım. Düzenli okuyucularım var mı bilmiyorum, varsa merak etmesinler. Aslında blog siteme değil kullandığım diğer sitelere de ara veriyorum. Biraz kabuğuma çekilmem iyi gelecektir. 2021'de hala hayatta olursak görüşürüz..

14.07.2020

Kırmızı Satır Başları..



Umut başkasında değildi hiçbir zaman, sadece başkasında aramak işimize geliyordu..

*

Tuzlu suyun içindeymişim meğer bir süredir, yere bastığımda hem kanadığını fark ettim yaralarımın, hem acıdığını..

*

Kralların soytarıları var, soytarıların da kralları. Dünyada her şeyin bir karşılığı var. Eş de olsa zıt da olsa, insanların birlikte yeşerttikleri/çürüttükleri hayatları var..

*

İnsan da kırıldığında keskinleşir, tıpkı ayna, cam, porselen gibi kırıldığı yerden keser herkesi. Çıplak elle topladıkça daha da olasıdır kesmesi..

*

Bir şeyler eksiliyorsa yaşantından, çok üzülmemelisin. Çünkü hafif  yük daha çok yol aldırır sana bunu bilmelisin..

12.07.2020

888..



Yana yatırınca daha anlamlı olabilir bu sayılar. Sonsuzluğun sonsuzluğunun sonsuzluğu, belki hep yaşayacak, belki hep ölü kalacak. Ama hep bir anlamı olacak..

Anladım ki savaşmadan, barış olmuyor. Yerler, insanlar, iklimler savaşmayı gerektiriyor. Fiziksel bir savaş değil, hiç duracağa benzemeyen sinir harpleri. Kendinle veya başkasıyla, ne kadar da hevesliyiz bitmeye/bitirmeye. Dünya mutsuzluğuyla mutlu insanlarla dolu. Alıştıklarından olabilir, düzelmeyeceğinden emin olduklarından. Gerçi mutsuzluğu seven ona aşık olan insanlar da vardır muhakkak. Yakın zamanda böyle konusu olan bir filmde çıkmıştı. Çok aramış mıyızdır kendimizi başkalarının aynalarında? Öyleymiş..

10.07.2020

Sonuçlar..



I.

Gerçekler deniz gibi.
Ve hayallerim biçimsiz bir taş, atıldığında batan.
Yassı taşlar kadar sekebilsin isterdim üzerinde
Mesele çok yol almak değil
V durağından binip Z durağında insem de mutlu olurdum..
Y durağı kâr kalırdı yaşanmışlıklara.
Oysa hep eksildi mâna
Ağaçtan da toplanmıyor ki..

II.

Rahatsızlık barikat kurmuş, içimin tam ortasına
Ne nefret çıkabiliyor, ne huzur girebiliyor.
Görünen o ki bu çöküş, diğerlerinden farklı
Ne geçici ne de anlamlı.
Birde,
Bilmeden unutmuştum onları,
Halbuki bileğime düğüm atmıştım iplikten
Hatırlamak istiyordum ölmeden
Tamamı gelmedi ki devamı gelsin
Bu da böyle basit bir hikayeydi..

6.07.2020

Ayakta..



Yeniden başlamak mı, yoksa köstebek tüneline girmek mi gerekiyor güneş bu kadar parlakken? Sıcağa mı hasret kalmışım, titremeye mi? Ne anlayabiliyorum olan bitenleri, ne de hissedebiliyorum. Çoğunlukla beni aşan konular bunlar. Zaten bu yüzeysellikle de hiçbirinin içinden çıkabilme ihtimalim yok. Duruma uygun bir atasözü veya deyim söyleyin bana. Atalarım yaşamıştır deyip biraz rahatlarım belki..

Geriye gidemem daha fazla, çünkü duvara yaslanmışım artık. Korkularım etrafı adım adım karartarak yaklaşıyor. Onlar karşısında babasının cebinden bozuk para aşıran bir ufaklığa dönüştüm. Gerçi bir küçük tokat yemekle hesabı bitiremem bu sefer. Kiminin güldüğü, kiminin ağladığı ve kiminin elinde çekirdek mimiksiz takip ettiği bu şovda, yer bulamadım kendime. Tıslayan ikaruslarda hep ayaktaydım. Kapısı kapanmayan minibüslerde bir ayağım havadaydı. Köküm yoktu ama bana tutunurlardı. Bir kapı kolu kadar olmasa da kullanıldım. Slogan bulmam gerekiyordu sayılmam için. Taraf seçmem gerekiyordu bertaraf olmamam için. Ortasındayım duvarın, ortasındayım dünyanın ve Amerika da uzak, Çin de.

2.07.2020

Düşüşler..



Kaçıncı kattan düşeceğime bağlı kaç saniyede çakılacağım. Kesinlikle düşeceğim belli olduğundan daha fazla kat çıkmamalıyım belki de. Düşerken pişmanlıklarım ve acılarım havada kaldığım müddet uzadıkça daha da çok gözümün önüne gelecek çünkü. Hayata veda ederken yaşayamadıklarını düşünmemeli insan. Düşünse bile çok kısa sürmeli..

Şairin dediği gibi güzel havalar mahveder mi insanı? Yoksa bu bir bahane mi? Mutlu olmanın yolu seçimlerimizden geçiyor. İyi seçici olmadığımızı düşünüyorum çoğunlukla. Cehenneme giden yol iyi niyet taşlarıyla bezeli sözü kadar doğru bir söz yoktur bana kalırsa. Cezbedilmek çok kolay, nefsi kontrol edememek, her seferinde baltayı taşa denk getirmek de. Derdim hata yapmak değil, hataların büyük ölçekli olması. Çünkü bir yıkımdan sonra toparlanmak her seferinde zaman kaybettiriyor. Kaldı ki en verimli yıllarında büyük bir hataya düşmüşsen, vicdanınla hesaplaşmak kadar zor bir şey de yok. Kaç kez hüküm yemişimdir vicdanımdan? Kaç kez rüyalarım distopyalarla sınırlandı? Cevapları saklı soruların. Soruların, kesintilerin ve yolun sonu yok. Bu sonsuz döngü içinde mutluluğu köşeye sıkıştırıp ona sahip olamazsınız.