Binlerce ukde arasında birkaç nükte; yaşanmışlıklar..

30.01.2023

Kalanlar Eksiliyor..


Bazen bir kesit geliyor gözümün önüne çocukluğumdan. Mesela bu yazıyı yazmama sebep olan bir an geldi aklıma. Her zamanki gibi üst üste halılardan meydana gelen yatağa benzer yerde yatarken "Ne zaman geçecek? Ne olur büyüyeyim artık" diye uykuya dalmadan önce sessiz ağlayışlarım mesela
. Muhtemelen 25-26 yıl öncesi. O kadar olmuş mu, düşündüm. Büyüdüm, bambaşka dertlerle karşılaştım, karşılaşıyorum. Bana ağır gelen şeyler yok muydu? Vardı. Ama şimdi çok gülünç geliyorlar. Her çocuğun başına gelebilecek olaylarmış gibi geliyor. O zamanlar neden ağlamıştım ki bu kadar? Sadece arkadaşlarımı düşünsem, sadece maceralarımı, bahçeden bahçeye dalmalarımı düşünsem. Ağlamamam gerekirdi..

Şimdi yapayalnızım, ağlamıyorum, ağlayasım da yok. Fiziksel deformasyonlar, ruhsal bozukluklar, geçim kaygısı, stres vs. her şey voltranı oluştururken, hissiz bir adam olup çıktım. Zargana öldüğünde bile bir şey hissetmedim. Ne mutluluk, ne hüzün. Sadece dua ediyorum çoğu zaman onun için. Yaşayanlar için ölülerin hesabı zor geçecekmiş gibi geliyor. Umarım kolayca verebilir hesabını. Zehir gibi zeki bir kadındı. Aklı hep hinliğe, cinliğe çalışsa da. Kafamı ne zaman yarsam, ne zaman yataklara düşüp hasta olsam, feryat figan olurdu. Her şey mükemmel olamıyor. O travmaları yaşamasaydım, başka bir yerde olacaktım. Şu olmasaydı, bu olmasaydı, saçmalıyorum işte. Halamın bıyıkları olsa amcam olurdu muhabbeti..

24.01.2023

İnsan ve hasret kalabalıkları..

 


Bir vapur geçer karşıya
Bir vapur döner.
Bakışlarım köpüğünde denizin
Aklım bir gelir, bir gider.

İnsan kalabalıklarına alıştım
Hasret kalabalıklaşmasın
Bir şişenin içindeki nota kalmasın umudum
Hep canlı kalsın, harlansın...

Kırabilsem zamanı, dönebilsem geriye
Yaşadım bir keresinde,
Yaşatmak isterdim diğerinde.
Sonu aynı kalsa da olur...


18.01.2023

Anlarım..



Gündüzleri de çoğalıyorsun içimde.
Geceleri zaten Çin popülasyonundan hallice.
Yapacak onlarca işin detayındasın.
Suyun zerresinde, rüzgarın ıslığındasın...

İşte böyle.

Kurtuldum kederin karasından,
Şimdi her şey huzurun beyazından.
Kirlenmez de hiç, karşılıksız olduğundan..
Bir çeyrek geçer altmıştan, bir yarım otuzdan

Arada olsa da bir ışık yılı, 
Yeter bana.
Uzaktan...

İşte öyle.

Ben,
Sevince yaşarım,
Gücüm yettiğince yaşarım..
Cahilliğime ver,
Anlarım...





16.01.2023

Olmazsa Oluruna Bırak..(Seslendiren: Banu Özügül)


Haydi vur kadehi benimkine,
Demlenelim bu gece seninle. 
Konuyu sen seç efkarlanalım, 
Bazen gülelim, bazen ağlayalım 

Unutma dostum, unutma, 
Sevdayı başkasında arayıp durma. 
Bir kez gelir o tren, 
Bu da sana bir nasihat, öğren. 

Çok şey yaşadık dostum çok, 
Artık öğrendik, yalana karnımız tok. 
Dik yokuşlar çıktık sevdanın, 
Bu hayatın bize acıması yok. 

Bittik artık dönüyoruz okeye 
Gelmezse gideriz meyhaneye 
Mey de biterse 
Söveriz gelmişine, geçmişine. 

Sevmiştin değil mi içten, derinden, 
Söyleyememiştin değil mi kederinden. 
Bir balon gibi yavaşça uçup giderken, 
Dur gitme, diyemedin değil mi biterken. 

Hala yaşıyoruz, nefes alıyoruz, 
Madem olmuyor, oluruna bırakıyoruz. 
Aşkı, sevdayı kalbimize gömüp, 
Gidenlerin ardından eyvallah diyoruz.






Renkler Kararırken s.71

12.01.2023

Yıkılışlar..



Temelimize patlayıcılar yerleştirmeleri gerekiyordu. 
Bir kepçeyle yıkılacak kadar çürük değildik, küçük değildik.
Güzel olaylara vesile olacak mıydı bu yıkılışlar?
Bilsek direnir miydik...

Ama sonunda yıktılar
Direnişleri kırdılar.
Kaç kamyon hafriyat atığı çıkmıştır bilmem...

Peki,
Güzel olaylar oldu mu dostlar?
Yoksa aynı tas, aynı hamam mı?
Hacivat hâlâ defterdar,
Karagöz hâlâ kral mı?

8.01.2023

Eserekli Dergi ve Küçük bir küçürek: "İlerleme"



Yazarlık atölyesine başlamamdan bu yana 3 ay geçti. Müthiş eğleniyorum ve öğreniyorum. Harikulade insanlar tanıyorum. Atölye hocamız 2020'de bir edebiyat dergisi faaliyete geçirmiş öğrencileriyle. İsmi "Eserekli Dergi" 

Dergi ücretsiz ve dijital..

Çok orijinal bir isim gerçekten. İçeriği de çok sağlam. Bütün sayılarında yazılanları okudum. Bir hayli uğraşıyorlar, çabalıyorlar ve bir kitle edinmişler. Umarım daha da büyüyecekler.

Çizgi roman ve mizah dergilerini bir kenara koyarsak, diğer dergilerle pek ilgilenmemiştim açıkçası. Ne kadar edebi anlamda kendimi geliştirmeye çalışsam da, bunu internet ile yapıyordum. Şairleri, yazarları kendim araştırıyordum vs. Ama bu benim için büyük bir eksiklikmiş. Yani farklı çalışmaları görmek, okumak da önemli. Mutlaka etkilendiğin kalemler çıkıyor. Bunu bir de şundan dolayı diyorum. Herkes yazdıklarının okunmasını ister, ama biz okumuyoruz işte. Sadece yazıyoruz. Oysa okusak, yorumlasak, iyi - kötü eleştiri yazsak. Bunu yaptığımızda çok motive oluyor yazmakla uğraşanlar. Kendimden biliyorum. Issızlıktansa hakaret bile edilmesini istiyordum bir zamanlar. Çünkü bana hakaret ediyorsa, çalışmamı okumuştur ve beğenmemiştir, nefret etmiştir diyorum. Kendimi o yönde geliştirmek için girişimde bulunuyorum. Boşluğa yazmadığımı anlıyorum. Tabi önce okunmak, sonra beğenilmek ister yazan kalem. Ama ikisi hep denk gelmeyecektir. Bunun için etkileşimde bulunmalıyız. Böyle kendi yağıyla kavrulup, büyümeye çalışan dergilere omuz çıkmalıyız. Orada yazan insanlara görüşlerimizi belirtmeliyiz. Bu önemli bir durum..


Eserekli Derginin 6. sayısında küçürek hikayeler yazıldı. Hocamız da isteyen göndersin yayınlayalım dergide dedi. Çoğumuz gönderdik ve hiçbirini geri çevirmedi. Yazdığınız bir yazının başka bir platformda yayınlanması çok güzel bir his. Bir de 2022'nin son günlerinde gerçekleşince bize yeni yıl hediyesi kıvamında oldu.

Ben de küçüğünde küçüğü bir yazı paylaştım. Aslında isim bile koymamıştım yazarken. Hoca isim lazım dediğinde sonradan ekledim ismi. İlerleme...

5-10 saniye de okunacak bir küçürek yazdım.

Derginin 6. sayısını (küçürek hikaye) okumak için; 

                              ⇩⇩⇩


6.01.2023

Başka çaresi yok..



Bazen boş da döneceksin ekseninde..
Kim koşarak bitirdi ki, bitireceksin sen de?
Felek laftan anlar mı ki sayıp, sövüyorsun.
Geçip gidecekken, mazide takılmış duruyorsun...

Hayatlardan geçeceğiz,
Sonunda hayatımızdan...
Aceleye gerek yok...
Durmanın da faydası yok.
Yürüyeceğiz ağır adımlarla, başka çaresi yok...




2.01.2023

Öyle mi gerçekten?



Öyle mi gerçekten?
Suskun gökyüzü, gürlemeyi mi bekler?
Batmış gemiler, çıkarılmayı mı?
Unutulmuş bir isim hatırlanmayı mı?
Ve hatırlanınca, sevinmeyi mi...

İnsanın şaşkınlığı, belki hayranlığından..
Hayranım sana kimsesizliğimle 
Seni çizdim hep düşüncelerimle,
Kalem tutamayan,
Çöp adam bile çizemeyen halimle...

Ben eskiyim, eskimişim...
Eskiciye verseler bir mandal dahi etmezmişim
En yüksek noktam, deniz seviyesiymiş benim..
Öyle miyim?
Öyle mi gerçekten?