Binlerce ukde arasında birkaç nükte; yaşanmışlıklar..

29.03.2024

Eflatun Rüzgârlar..



Düşerken manzarayı izlemek gibi,
Seni görmek, sana bakmak.
Avuçlarımdan sıcak mevsimler dökülür hep,
Kışa zincirli düşlerim.
Mümkün değil hayale dalmak.

Eteklerin sürüyor, gökyüzü salkım söğüt.
Eflatun rüzgârlar esiyor.
Yapraklardan çiy damlıyor.
Bir sıcak çayın buharında gülüşlerin.
İçtikçe içim huzurla doluyor.

Beyaz asla kirlenmiyor ki ordasın.
Güneş asla yakmıyor ki ordasın.
Bana sevinçlerini anlat, hüzünlerinle ağlat.
Çizilemeyecek bir manzara gibi ordasın.
Sanki yıllardır tanıyormuşum gibi karşımdasın.





27.03.2024

Yok Oluş Manifestosu..


Yok oluş manifestosu, yaşamdan ibretler ve öğretiler içermektedir. Bu 112 maddelik “acil” manifestoyu okuduğunuzda, nasıl bir karakter olacağınızı kendiniz belirleyeceksiniz. Yok oluşa son sürat giderken, nasıl sakin kalabileceğinizi öğreneceksiniz...

1- Dünyanın boş olduğunu herkes kabullenemiyor. Kabullenenler de kayıtsız şartsız kabullenemiyor. Bazılarımız koşulsuz teslim olacağız.

2- Herkes sonsuza ve hiçbir zaman kaybolmayacağına inanıyor. İyi de neden zorlaştırıyorsunuz bu hayatı, bilinen evrenin bu karmaşasında, işleri neden yokuşa sürüyorsunuz? Madem ebediyet var, neden ar ve hayâ yok!

3- Havalısınız, bir kamyon lastiği kadar. Şişirildikçe şişirilmişsiniz. Patladığınızda her yere dehşet saçıyorsunuz. Söyleyin be âdemoğulları neden tüm gücünüzü bu dünyaya sarf ediyorsunuz?

4- Olanın bir şeyden haberi yok, olmayanın her şeyden haberi var. Farkındalığı gariplere vermişsiniz. Halıların altında dağ kadar pislik birikmiş. Bizim de her şeyden haberimiz var, hiçbir şey kadar canlıyız.

5- Evet düşünceler birer silah, eylemler birer savaş. Mızraklarla tanksavarlara karşı koymaya çalışmak bizimkisi. Var oluş hep bir sıkıntıydı çoğumuz için. Yenilenler her zaman haksızdı, kazananlar ise her zaman haklı.

6- Biz de biliyoruz, maske takıp, zırh kuşanıp kahramanlık yapmayı. Biz de okuduk çok olmasa da süper kahramanları. Herkes bir kahraman mı bekleyecek bu dünyada? Herkesi kim kurtarabilir buralardan. Bu yozluktan kim arındırabilir? Boynumuzdaki urganı kim çıkarabilir? Hayal kurmayın, kimse gelmeyecek sizi kurtarmaya.

7- Tek perdelik bir oyun, tekrarı yok. Kaçırdığının telafisi yok, tuttuğunun garantisi yok. Kimileri ön sıralarda kör olmuş, kimileri arka sıralarda sağır.

8- Anlatmayın aynı şeyleri, dikkatimiz dağılır. Bazen 10 kere okuduğun paragrafı anlayamazsın. Aklın başka yerlerde olur. İşin tuhafı o başka yerler hiçbir zaman net olmaz. Sadece çöp kutusunu boşaltmamışsın. Arşivi silmemişsin. Milyonlarca belge yüklü ve bazıları seni dikkatinden alıkoyuyor. Hangisi olduğunu bulamayacaksın.

9- Bir kere ölmezsin buralarda. İsteğini, şevkini, gayeni, hayallerini teker teker keskin nişancılar avlar. En son bedenin ölür. Kalbine bir mermi girer. Bu sıralama hiç değişmez. Önce isteğini öldürecekler senin de. Birçoğunu öldürdükleri gibi.

10- Basitlik, düşüncede midir? Yaşayışlarda mıdır? Zoru seçenler basit yaşıyor aslında. Zoru düşünenler hayatını basitleştiriyor. Basit düşünüp, yaşayanlar karmakarışık ilerletiyor yaşantısını.

13.03.2024

Havaya Zarlar Atıldığında..


Sonsuz yollar vardır ya hani
Kimileri ışıklı, kimileri karanlıktır ya hani.
Bazen dereden, bazen çamurdan geçersin ya hani.
Önümüzü gördüğümüz yollar mı?
Hızla basıp gittiğimiz asfalt yollar mı götürecek bizi?
Sonunda huzur bulacağımız yerlere.

Ruh denilen bir devi taşıyoruz,
Cüce bedenlerimizde.
An gelecek aşağıların da aşağısı
An gelecek yükseklerin de yükseği
Olacağız, cisimlerimizde.

Oluşacakmış avurtlarımızda derin bir çukur.
Bağlanacakmış göz kapaklarımıza birer taş
Ve saçlarımıza çığ düşecekmiş…
İki bilemedin üç günlükmüş bu dünya azizim
Havaya zarlar atıldığında
Şeşi bulamayan gidecekmiş azizim
Gidecekmiş...





11.03.2024

Bulutsuz Gün Ayrılıkları..



Öyle filmlerdeki gibi sonbaharda ayrılmamıştık
Yağmurlu ya da fırtınalı bir havada değildi,
Yüzüklerin yerde yuvarlanışı.
Soğuk bakışlar, kuru, bulutsuz bir gökyüzü
Son söz bile sayılmayan, birkaç laf.
İşte bitmişti.
Ve nemli alnıma yapışmıştı, giderken kaldırdığı toz..
Aşk herkeste aynı ilerlemiyor.
Bazen elini tuttuğunda bitiyor,
Bazen bir sevişme sonrası...
Aşk hiç dürüst olamıyor,
İhtirası, egoyu, mutsuzluğu çeyizine katıp getiriyor.
Ve en büyük yalan olduğunu
Herkes bilse de, onunla yaşamaya devam ediyor...





8.03.2024

Zengin ezdi geçti, Fakir öldü gitti!


Vicdani duygularımızı, merhametimizi, insanlığımızı nasıl kaybettik?

Yine bir şeyler oldu buralarda üzgünüm. Bir şey olmadan, toplumun kanamadığı bir gün olmadan ne zaman akşamı ettik bilmiyorum. Evet zengin, ezdi geçti, fakir öldü gitti bu hikayede de. Geçmişteki örnekler gibi, kuşun kanadına binip okyanus ötesine uçtular.

Arkadaş bir kere olsun alışılmışın dışına çıkılsın. Bir kere de zengin de olsa bir vatandaş cezasını çeksin ulan. Yolun sonunda 2 metrelik tabuta gireceğiz, neden böyle ayrım yapılıyor yaşarken. Tamam, en iyi sen yaşa, kazanmışsın helal olsun da, fakir bu ülkede suç işlediğinde yaka paça içeri atılıyorsa, paşa paşa cezasını çekiyorsa, sen de çek. Ama yok 5 saat sonra güler yüzle, beşlik simit suratla tatile çıkarmış gibi gidebiliyorlar. Arkadaş bu ülkeye isteyen girebiliyor, isteyen çıkabiliyor. Nasıl bir asayiş bu şaşırıyorum. Benim sakalım biraz uzun diye her metro çıkışında çevriliyorum polisler tarafından. Bir insanı hayattan kopartan kişiler, arkalarından gül dökülerek gönderilecek neredeyse. Nasıl bir iş bu?

Yazarmış, sanatçıymış falan geçin. Dünyalık sıfatları bir kenara bırakıp insan olmayı deneyin. Türünüzün hakkını verin sonra sıfat toplarsınız yine. Annelik çocuğun ne bok yerse yesin arkasında durmak, onu kaçırmak değildir. Annelik çocuğuna başta yanlış yapmamayı öğretmek, hayata hazırlamak, mutlu olmasını istemektir. Yanlışa yanlış demeyen ebeveyn, ne yazık ki hiçbir zaman anne ve baba olamamıştır çocuğuna. Çocuğunuza yapacağınız en kötü davranış onu şımartmaktır mesela. Anne telefonum kirlendi yeni telefon al. Baba şu arabayı beğendim bana bunu al. Böyle analık babalık mı olur lan? Çocuğu niye çocuk gibi büyütmüyorsunuz? Bir insanın her istediğini gerçekleştirince açlığı geçer mi sanıyorsunuz? Evet, ne kadar zengin olursa olsun aç kalabilen insanlar da vardır. Doyuramazsınız bir türlü. Her şeyi yapıp, her şeye sahip olup o devasa boşluklarını dolduramazlar.

7.03.2024

Sonuna Kadar Alacaklı..



Sizden bize
Herkesten hiç kimseye
Sadece alırız vermeye lüksümüz yok
Size mutluluğu vaat etsem
Nereden alıp da vereceğim?

Sadece alacağız verecek kadrimiz yok
Birbirimizden aldığımız zamanı nasıl geri veririz?
Zaman dediğimiz şey, bir yüzük, bir bohça değil ki

Hayat veremeyiz, düş veremeyiz
Ve hangi canlı soluduğu havayı aynı şekilde geri verebilir?
Vermeye imkânımız yok
Sadece alıp, tüketeceğiz.

Kaybolan yıllar
Yakılan ormanları
Çalınan hayatları
Sarf edilen emeği
Zehirlenen toprağı
Verin geri verebiliyorsanız.
Bari hesabını verin!
Veremezsiniz…

İşte bu yüzden ölümlüyüz, ölümsüzlük kudretimiz yok
Musallaya kadar alacaklarımız çok
Sonrasında ne olacak hiç fikrimiz yok.





4.03.2024

Zaman Geçiyor..




Zaman geçiyor.
Kuyuda çırpınırken,
Gerçekle çarpışırken
Namluya hayatım sürülürken
Durmuyor geçiyor...

Hiç iz yok, hatıralardan başka.
Onlar da cam buğusunda siliniyor
Rüzgâr “artık bekleme” dercesine arkamdan kuvvetle esiyor
Bir inat, bir ümitle çakmışım kendimi yere
Geçiyor, ardına bakmadan
Geçip gidiyor.







1.03.2024

Bir Sistem Var Bir de Ölüm..


Her şeyimiz var ama hiçbir şeyimiz yok. Yani materyal var, madde var; Ruh yok, duygu yok kimsede. Para, güç vs. zor da olsa kazanılır belki. Ama sevgi, saygı, içtenlik, dürüstlük sonradan kazanılmıyor. Biz bunları çoktan yitirmişiz, kaybetmişiz. İşin tuhafı bunlarsız yaşamayı da öğrenmişiz. Bu dünyaya bir ağaç olarak gelmek vardı aslında. Birilerinin gelip keseceği vakte kadar dimdik durmak vardı. İnsanlar tamahkâr, hep istiyorlar. Yatları, katları, uçakları olsa bile ada sahibi olmak istiyorlar. Bu uğurda güçsüz gördüklerini iki saniyede sümkürüp atıyorlar bir mendil gibi çöp kutularına.

Dipten başlayan kişi, acı çekerek, bedel ödeyerek, aşağılanarak yükseliyor ya hani. Şeytanlaşıp, geldiği yeri unutuyor ya. (Hafıza-i beşer nisyan ile maluldür.) Yeni başlayanlar da acı çekmeli diye düşünüyor. Onlar da her şeyi yapsın yükselmek için. Onlar da hayvan gibi muamele görsün, zehir içsin, kan kussun, soytarı olsun istiyor. Çünkü buralara kolay gelmemiş, kimse kolayca gelmesin. Hatta hiç gelmesin.

Her şeyimiz var, imkânımız yok değerli okuyan. Güçlü olmak zorundasınız, hayata direnmek zorundasınız. Sürüye, şartlara, sisteme uyum sağlamak gerekiyor. Köprüyü geçene kadar bütün ayılara, dayıcığım demek gerekiyor. Evet, hızlı aşama kaydetmek için baş şarttır yalakalık. El pençe divan duracaksınız. Patronun ayak işlerini yapacaksınız. Adam elini, yüzünü yıkayacak, siz havlu tutacaksınız.