Binlerce ukde arasında birkaç nükte; yaşanmışlıklar..

22.09.2020

Siyasi birkaç kelam..



Gündoğumu her yerden güzeldir, görebilirsen. Aynı şekilde günbatımı da denizden, karadan fark etmez güzeldir. 8 milyarlık dünyada kaç kişi, kaç kere tanık olmuştur bu doğa olayına. Hiç saatinizi kurup, uyanıp doğuya baktınız mı? Kaç kere?

Yaşayabilmek için yaşamın sunduğu her türlü güzelliği atlıyoruz. Belki yaşadığımız coğrafya buna mani oluyor, insan profilleri, siyaset ve statülerimiz buna izin vermiyor. Özgür değiliz belki de, eleştiremiyoruz, irdeleyemiyoruz, yayınlayamıyoruz ve bastırılıyoruz. İçimizde neler biriktirdik böyle, hala mı test ediliyoruz. Birkaç nesil heba ettik, daha da edeceğiz gibi duruyor. Dünyanın bu denli güzelliğine karşı, insanların bu kadar çirkinliği, nasıl dengede duruyor? Burada doğmuş-büyümüş, yemiş-içmiş, hava almışız. Biz niye kaçıyoruz ki? Her seçimden sonra ekşisözlük'te bir başlık popüler oluyor. "Türkiye'den ..... olup gitmek"

Aslında senin-benim partimde kazansa, muhalif olmak önemlidir. Herkes her şeyi eleştirebilmeli, olabildiğince az kusurlu bir yönetim için, insanların zayıf noktaları eleştirmesi lazım..

Hiçbir zaman bloğuma siyaset içerikli bir yayın yazmamıştım, ama dikkatim dağılmaya başladı artık. Her gün gündem değiştirme uğraşları, beyinler yanıyor. İnsanlar da yanıyor, zehir içerek, kendini yakarak, asarak hayatlarından vazgeçiyorlar. Bu düzen illa ki böyle gitmez biliyorum. Ya daha da kötüleşecek, ya da iyileşecek. Şu bir gerçek ki gücü eline alan zehirleniyor. Yapmam dediği her şeyi yapıyor, insanın doğası bu belki de. Nerden geldiğini unutması..

10.09.2020

Zargana..

Genelde hissettiklerimi ve yaşadıklarımı yazıyordum buraya. Ama en önemli kısmını yazmamıştım. Şimdi onu yazacağım tabi isimler ve mekanlar kullanmamaya çalışacağım. Bu yaşadıklarımı genelde içimde tutuyordum çok kişiye anlatmamıştım, anlattıklarıma ise inandıramadığım olmuştur. Başlıyorum..


1989 yılının son aylarında dünyaya adım attım. Babam gazeteciler cemiyetinin lokalini işletiyordu, annem ev hanımıydı o zamanlar. Zenginlik içinde dünyaya gelmişim, hastane odasında televizyon bile varmış. İnanılmaz bir yağmur eşliğinde doğduğumdan babam önce adımı tufan koymaya niyetlenmiş. Ama cemiyetten dolayı adım konmuş işte. Beylerbeyi'nde 1.5 yaşına kadar yaşamışım, 3 tekerli bebek bisikletlerine bindiğim anlar olmuş. Kısa bir süre sonra annemle babam boşandı. Babam kötü günler geçirdi, hastaneye yattı. Babamla başbaşa kalmıştım. Ama hem işlerini yürütüp hem bana bakması zordu. O yüzden Milliyet gazetesine bir ilan verdi. O ilana cevap geldi ve yeni ailemin yolunu tuttum. Eşikten içeri girdiğimi elimde bezlerimin olduğu bir torba tuttuğumu hayal meyal hatırlıyorum. O gün hayatım bambaşka bir yöne evrilmişti işte..


3.09.2020

İsteklere Ket..


Yeni yıla kadar ara vermiştim, ama yazmadıkça da çok eksik hissetmeye başladım. Ara ara iznimi kırıp yazacağım şimdi yaptığım gibi..

Bugün isteklerden bahsedeceğim..

Ne kadar çok olsa bile, daha da fazlasını istiyor insan. Çok sevilsen de yetmiyor, çok malın - mülkün olsa da yetmiyor. Zirve diye bir şey yok, sonsuza çıkmak istiyorsun. Hep yükselmek belki en tatlısı duyguların. Sonu varsa ve oraya çıktıysan, bu kadarcık mı? diyerek daha fazla da yaşayamazsın belki de. Milyonerler, milyarder olmak ister; milyarderler ise trilyoner. Bu böyle telaffuzunu bilmediğim sayılara kadar gider. Bu işin maddi boyutuydu..


Bir erkek olarak duygusal anlamda bakacak olursam. Maymun iştahlı biri olduğumu biliyorum. Bana değer veren herkesten daha fazlasını beklediğim kesin bir durumdur. Öyle ki isteklerim hiç bitmez, yapıldığında bile başka bir isteğim dilimin ucunda hazırdır. Böyle böyle içime çekildim. Kötü bir karakter olduğum için utanmaya başladım sonunda. Kötüye dönüştüm diyemem, zira kötü yanlarımı bastıracak gücüm vardı bir zamanlar. Güçsüz olduğumdan kötüyüm artık. İnsan kötü olduğunu anladığında kenara çekilebilmeli, yol vermeli arkadan gelenlere. Kimsenin hayatına dokunmamalı ve onu yönlendirmeye çalışmamalı. 2. kişi, 3. kişi olmamalı. Acı ve zaman zaman ekşi yaşadığı günlere çizik atıp ölüp gitmeli..