Binlerce ukde arasında birkaç nükte; yaşanmışlıklar..

30.11.2024

İlle Sen..



Gizlesem de sızar matemim dilimin perdesinden
Feryad eder ruhum, ille sen, ille sen!
Şeb’e esir olmuş hayalimle
Bilmem ki nasıl geçerim bu hayat köprüsünden...



26.11.2024

Yanlış ve Yalnız..


Benden sevgime intizar bekleme
Bilirim ki güller dikensiz olmaz
Bu yoksunluğa kendini ekleme
Azdan az gider ama kalan olmaz

Karşı kaldırımda yürürken gölgem
Neden bozuldu birdenbire dengem
Aklımda sorular yüzümde ünlem
Versem hayallerimi alan olmaz

Aldanırmış gözler, saklıyken gizler
Güçlüler ısınır zayıflar titrer
Yanlışa fener olan hep bu eller
İyilikler diplerde tutan olmaz

Not: 11'li hece ölçüsü kullanılmıştır..



25.11.2024

Kimin Umurunda..


Hayatla mücadele ederken önemli bir şey öğrendim. O da hiçbir zaman isyan etmemek oldu. Çünkü isyan edersen hayat seni cezalandırıyor. Kaçınılmaz bir şeydir bu. Elinde olanların kıymetini bilmiyorsun ve feveran ediyorsun. Sonuçta elindekinden de oluyorsun. İsyan etmemek, nefrete yenilmemek ve sağduyuyu kaybetmemek gerek.

Ne istiyorsan sadece bekleyeceksin. Her şey bir anda olmuyor. Tanrı bile 6 günde yaratmamış mı evreni? Neden sabırsız davranıyorsun. Ben de sabırsızım aslında. Sabırlı gibi görünürüm ama içten içe sıkılırım beklenen olmadığında. Olacak ya da olmayacak dünyanın sonu değil. Hayır gelmeyecekse olmasın de ve ilerle.

İçime gömdüğüm cam kırıkları var. Ağır ağır kanıyorum denebilir. Bütün hesaplarım mutsuzluğumun kendi elimden geldiğini çıkardı bana. Bir günah keçisi buldurmadı yani. Kendi kafasızlığımın cezasını çekiyorum 35 senedir. İçimdeki pişmanlık büyüdü 17 yaşında bir ağaç oldu. Meyvesi dikenli, tadı acı ve açlığımı hiçbir zaman geçirmeyecek.

22.11.2024

Yüzleşmeler..


“Hiç olmazsa tek bir insanla sanki kendi kendimleymişim gibi her şeyi konuşmak istiyorum.”

Budala / Dostoyevski

İnsan kendine yalan söyleyemez, her şeyin farkındadır. Kendine anlattığın ve yüzleştiğin anları kime açabilirsin ki? Bir insan başka bir insana her şeyini, bütün gizlerini, ayıplarını, günahlarını, utançlarını söyleyebilir mi?

İnsan olduğumuz için söyleyemez işte. Çünkü insan kendinden utanmaz da başkalarından utanır. Adımlarken, yaparken utanmaz da başkası duyar diye utanır. Konuşulabilecek her şeyi konuştuğumuzda bir aralık kapı kalmadığında görünmez duvarlarımız yıkılacak oysa. Hani yabancılarda bir dövme trendi vardır. “Only God can judge me” Türkçesiyle “Beni sadece Tanrı yargılayabilir.” Bu sözü sadece şekil olsun diye vücudumuza kazımayıp, uygulayabilmek gerekiyor.

Bilinen bir şey herkese güvenilmeyeceğidir. Ama şu gözden kaçar, önyargıların yüzünden kimseye güvenmezsin. Önyargını kırmaya hiçbir zaman çabalamazsın. Önce mutluluğunu paylaşacaksın, sonra hüzünlerini en sonunda da utançlarını. Her şeyi kendine saklarsan ve hiç kimseye güvenme hevesinde bulunmazsan anlatmadıkların içinde çöp dağları gibi birikecektir. Herkese anlatma ama hak edene anlat. Sen nasıl ki eşsiz bir insan olduğunu düşünüp, sana anlatılsa kimseye anlatmayacağını biliyorsan. Dışarıda güvenine mazhar olup söylediklerini merkez bankası kasası emniyetinde tutacak insanlar da vardır.

20.11.2024

Şair Olmasam da Mutlu Olsam!


Ben çocukken bisikletlerin frenleri hep patlardı.
Çünkü herkes yokuş aşağı pedallar, birden frene abanırdı
İşte o günlerdeki cesareti arıyorum
Vaziyettir geçenleri aşamıyorum

Sanki bir led sönmüş içimde ve birden yanacakmış gibi.
Ağaçta bir yavru kedi görsem,
Yine aşağıya bakmadan katlarca tırmanacakmışım gibi.
O günler çok mu eskidendi?

Şair olmasam da mutlu olsam.
Şiirler sahipsiz, aklımda binlerce gam
Doğrudan söylesem sevdiğimi de
Dolambaçtan dolanmasam.
Ya da lal olup sussam.
Manzarayı boş verip köpüren dalgalara baksam.

Beni güzel havalardaki o tecritler
Pencereme eklediğim demir parmaklıklar
Ve kolay sanışlarım.
Hayale aldanışlarım mahvetti.
Başka hiçbir şey değil.

Peki benden çok hayatını boşa harcayan var mıdır?
Keşke olsa,
İşte onu ayakta alkışlarım...

12.11.2024

Kendimi..


Sarıdan beyaza
Güzden kışa,
Hüzünden hicrana geçiyorum bugün.
Azalmaktan bunalıp, bitmeye
Hesabı kitabı bırakıp, gitmeye
Adıyorum kendimi.

Fecirden zifre.
Ehilden cehle,
Keyften kedre düşüyorum bugün.
Adımlamaktan sıkılıp, durmaya
Sözlerden boşalıp, susmaya
Yoruyorum kendimi..





8.11.2024

Halis Nokta..


Yorgun bir gün geçiyor argın geceden
Yaş potinler izliyor kıyıdan köşeden
Lamba sönüp de sıyrılırken düşünceden
Gün başlıyor yeniden, yeniden.

Kapıyı aralayıp, eşikten çıkınca
Bir saniye görülüp unutulunca
Bu yaşayan hayaletlerin arasında
Halis noktasın, mahlut devler diyarında...





4.11.2024

Ruh Satmak..


İnsanın dahil olduğu her şey rezilmiş. Kendi menfaatleri için her şeyi yapabilirlermiş. Buralarda saflığı asla bulamazsınız, çünkü çürükler sağlamları çürütüyor. Körle yatan şaşı kalkar muhabbeti böyle bir şey. Kişiliksiz, karaktersiz, köylü kurnazı insanları göre göre siz de öyle olmaya başlıyorsunuz. Haset içinde yüzüp, ayak kaydırmaya çalışıyorsunuz. Sonuçta öyle bir alışıyorsunuz ki bu normalinize hiç rahatsız olmadan mışıl mışıl uyuyabiliyorsunuz. Allah daha da rahatlık versin!

Bu hayattan vazgeçenleri o kadar iyi anlıyorum ki. Yani umut yok hiçbir yerde. Bakkala gidersiniz fahiş fiyat uygular. Usta çağırırsınız yüksek fiyat çeker. Selam verirsiniz, arkanızdan dedikodunuzu yaparlar. Seversiniz, aldatırlar. Umut yok, gelecek yok. Sadece çürüme ve dejenerasyon var. Siz bu düzene alıştınız belki, bu bulanık suyun lezzetine kandınız belki. Ama bazıları iğreniyor bundan. Neden yaşadığını, neye ayak uydurmak zorunda olduğunu sorguluyor. Neden, neden diye diye çıldırıyor. Ahlaklı olmak bu kadar mı zor diye kendini parçalıyor. İnsanların ruhlarını neden şeytana sattıklarını asla kavrayamıyor. Yani 70-80 yıllık bu ömürde bir hoş seda bırakmak varken, neden hayatınızı itliğe, çakallığa yöneltiyorsunuz işin içinden çıkamıyor.

1.11.2024

Hal-i Pür Melal..


Elma şekeri biter mi, bitmez.
Yedi sülale doyar mı, doymaz.
Garibin ahı tutar mı, tutmaz.
Geçip gideriz de kimseler duymaz.

Kandık feleğin böylesine
Aldandık her cümlesine
Alıştık ellerin sillesine
Düşürenler utanır mı, utanmaz..