Binlerce ukde arasında birkaç nükte; yaşanmışlıklar..

10.12.2024

Yıl Sonu Değerlendirmesi..


Merhabalar değerli ahali, yıl bitiyor nasıl geçti bu yıl? Beklentileriniz karşılandı mı? Yoksa beklentileriniz bu yıl da mı gerçekleşmedi? Umarım okuyucularım iyi geçirmiştir 2024’ü diyerek giriş faslını noktalıyorum.

Bu bir yıl sonu değerlendirme yazısı olacak. Artısıyla eksisiyle bana ne kattı bu yıl anlatacağım. Başlayalım madem.

2023’ün sonunda başladığım Şiir Atölyesi’ni bu yılın Şubat ayında bitirmiştim. Çok değerli arkadaşlar tanıdım bu atölyede. Şiirde yeni yönlerimi keşfetmeye devam ettim. Başka bir kursa gitmedim. İşten güçten çok kendime vakit ayıramadım. Vakit geçirdiğim belirli web siteleri oldu. Bunların başında ekşi sözlük geliyor. Orada bolca taze fikirler okudum. Bu yıl bir artısı da şu oldu benim için. Şiirlerimi kısa videolarla birleştirmeye başladım. Birkaç kişi bana şiirleri videolu hale getirirsen daha iyi olur dedi ve onları dinledim. Bu kısa video olayı gerçekten de etkili oldu daha fazla izlenip, dinlenmeye başladı şiirler. Her zaman kafanın dikine gitmek iyi bir şey değilmiş bunu anladım.

İş güç derken, sektör değiştirip başka bir işe yöneldim bu yıl. Benim için daha stressiz ve rahat çalışma fırsatı oldu ve oluyor.

7.12.2024

Kum..


Ellerimde zaman bir avuç kum
Tutamıyorum, sızıyor.
Ufkumda hayal bir küçük mum.
Bakamıyorum, sönüyor.

Bir ben asılmışım bu küreklere.
Sırtımda dertler bir kamçı ki vuruyor.
Dayanmak istiyorum
Kan yutuyorum da
Hiç bitecek gibi değil bu acı ummanı.

Gözlerim sımsıkı bağlanmış
Göğsüm kor ateşle dağlanmış
Her şey uzaktan güzelmiş meğer.
Manzaraya yaklaştıkça insan
Zifte batıyor.

Hüzünle doğup, hicranla yunmuşsun
Kısık ateşte pişeyim derken yanmışsın
Söyle Âdem günahsız mısın?
Kıldan köprüden geçerken
Omzumuzda bu veballerle.
Söyle dengemiz nasıl bozulmasın?

3.12.2024

Nasıl Zamanlar Böyle?


Nasıl zamanlardayız böyle?

Nasıl bugünlere geldik birden. Nasıl en büyük banknotumuz iki sigara parası ediyor artık? Domatesin, salatalığın, soğanın, patatesin kilosu nasıl el yakıyor böyle? Seçimlerimiz kaderlerimizi etkiliyor. Kimimizi öldürüyor, kimimizi süründürüyor. Asgari ücretle çalışan bir adam kirayı bile karşılayamıyor. Evi olmayana ölün diyorlar. Soğuktan donarak bir köşe başında terk et bu alemi diyorlar.

Hani mülk Allah’ındı bre deyyuslar! Derya deniz götürdüklerinizden halka bir şey mi kaldı. Neden gözünüz doymuyor? En çok gücüme giden şey bu ülkenin insanlarının teveccühleriyle adam olan o sanatçı bozuntularının tepkisizliğidir. Hepsi tekeri dönsün yeter derdinde. Halk acısından ölse kılları kıpırdamayacak. Bu her zaman böyleydi açıkçası. Ne şiş yansın ne kebap türünden arada milletin gazını alıp yollarına bakıyorlar. Ulan bir ses çıkarın be, halk korkusundan bir şey yapamıyor ama sizin korkacak neyiniz var? Hepiniz dünyalığınızı dizdiniz, idam fermanınız çıksa başka bir ülkede sultan gibi yaşarsınız. Ama o göt hiçbirinizde yok işte. Yer, içer de sıçmazsınız. Allah sizi bildiği gibi yapsın. Daha ağır konuşmayacağım.

Siyasetçiler desen onlar da kendi boğazlarını düşünür. Meclis lokantasında 40 liraya testi kebabı yer, üstüne geğirirler. Ama halk bir tavuk dürüme 150 lira vermek zorunda kalır. Çıkıp kürsüye hariçten gazel okurlar. Aslında dertleri görülmek, gündem olmak. Halk umurlarında değil. 170 bin lira maaşla ne güzel yaşıyorsunuz değil mi? 17 bin lira maaşla koca aileyi döndürmeye çalışanların yanında bir hiçsiniz oğlum. Hepiniz kolay yoldan zengin olmanın, küpü doldurmanın derdindesiniz. Ulan millet vekili, yanı millet sayesinde oralara gelen bir insan nasıl milletin 10 katı maaş alabiliyor? Nasıl bir vicdandır bu.