Binlerce ukde arasında birkaç nükte; yaşanmışlıklar..

17.10.2020

Gün'e..


Bugün de sıradan bir gün. İlk ağladığım gün..

Bugün benim doğum günüm, kaç defa hayattayken denk getireceğimi bilmediğim, belki de son kez görebileceğim bir gün..

Sizde de öyle oluyor mu bilmem ama yaş aldıkça doğum günü heyecanı da azalıyor. Bir zamanlar çetele tutardım, kimler hatırlayacak ailem dışında sevdiklerimden diye. Minimum 3 kelimeyle kutlayanlar bile sevindirirdi beni. Hiçbir zaman da parti vererek kutlamadım bugünü. Telefon dışında sevdiklerimle bir araya gelip bir tatlı muhabbet de edemedim. Sonunda sevdiğim kimse kalmadı, ama öncesinde beni seven de kalmamıştı..

Kimlerin arayacağını biliyorum bugün beni, kimlerin aramayacağını da. 3 kez kan bağışında bulunmuştum, Kızılay her doğum günümde mesaj atıyor. Bugün de atacaktır. Gerçi otomatik olduğundan bir anlam yormama gerek yok bu tarz mesajları. Hey gidi ben, yol kısalıyor galiba. Daha yeni eğlenmeye başlamıştım. Şaka tabi, uzun zaman önce eğlenmeyi bırakmıştım. Macera mı, uyumak daha iyi. Sadece istatistiğin tutulduğu bir gün, levh-i mahfûz'da hepsi yazılı. Bilemediğimizden şaşırıyoruz bazen, bazense tahmin edilebiliyor nasıl geçeceği. Ben tahmin edenlerdenim, başında sonunda ölüm olur mu bilemem tabi. Ama sıkıcı, alelade bir gün geçireceğimi biliyorum..

Yine de düşünüyorum, belki bir an olsun birilerinin aklına geliyordur bu tarih. Cesaret edemediklerinden, içlerinden tebrik ediyorlardır belki. Ben öyle yapıyorum çünkü. Yepyeni bir diyalog farklı yerlere götürebilir seni. En iyisi alışılmışın dışına çıkmamak diyorum. Bazı günler sessiz kalışlarımın, fazla uyumalarımın sebepleri var tabi..

Her şeyin yenisi iyidir derler, ama yeni bir yaşa girmek o kadar da iyi bir duygu değil. Saçlarımın büsbütün beyaz olduğu bir doğum günü görebilecek miyim? Görmesem de önemli değil. Her duyguyu dünyada bulamaz insan, her şeyi de yaşayamaz. Zenginliği hiç yaşayamadan göçüp gidenler oldukça fazladır, gerçek dostluğu tadamayanlar da. Hayatın tatlılığı bu zaten, hiçbir şeyimizin olmaması, ya da her şeyimizin olması değil. Çok kolay yön değiştirebilmesi sıra dışı kılıyor hayatı. Ben 10 saniye içinde hiç olabilirim ve kimsenin ruhu duymayabilir. Şu an bunları yazarken kaç hayat değişiyordur sizce? Sayısız..

Fiziksel anlamda büyümüştüm, artık duygusal anlamda büyümeliyim. Büyüyorum da. Ne zaman süreci tamamlayıp gerçek bir insan olabilirim bilmiyorum. Az kalmış yaşama sevinçlerimi çoğaltmalıyım. Kim ne derse desin dönüp bakmamalıyım, insanın arkasına bakması büyük bir zayıflık. 20'li yaşlarımda bakmazdım belki ama şimdi bakıyorum. Bıraktığım izlerden geri döndüm ve artık ilerleyemiyorum. Bunları aşmam lazım..

Belki böyle günlerde daha hassas oluyor insan. Fakat olmamak daha doğru. Sizi hep savunmasız anınızda vururlar bunu unutmayın. Kimse hatırlamasın sizi, ne olabilir ki? Ne kaybedersiniz yani. Bizi bu boş takıntılarımız öldürecek, bir türlü aşamadığımız..

Hep derim aslında, insan önce kendini sevmeli. Kendini seversen, kimsenin sevgisine ihtiyacın olmaz. Bir yol tutturup yürürsün, o yol yalnızca senin yolun olur. Birilerinin gözünde bir numara olmak belki çok motive edici olabilir. Sevilmek, sayılmak mutluluk kaynağı olabilir. Sessiz, gözden uzak bu etabı tamamlayabilmek de önemli. Her şey gösteriş değil, makyajsız da güzeldir, samimidir insan. Perde arkasındakilere selam olsun..

Son olarak:

Özkan (Uğur) baba doğum günün kutlu olsun, senle ortak bir noktamızın oluşu her zaman gururlandırmıştır beni. 

Bugün eski tanıdıklarımın, yeni tanıştıklarımın, kısacası benle iki laf etmiş olan herkesin gününün iyi geçmesini dilerim..

30'a elveda..

Anneannem, dedem ve ablamla. Çok eskidendi çok..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Lütfen yorumlarınızı bir isim ile paylaşın. İsimsiz yorumlara sadece teşekkür ediyorum.