Binlerce ukde arasında birkaç nükte; yaşanmışlıklar..

17.10.2021

32. Kez Gün'e..


Hayat beklemiyor, oysa ben bekliyorum. Belki şu sıralar beklemiyorum ama çok beklemiştim. Yılın 290. günü bugün ve doğum günüm. 32. yaşıma bastım, fiziksel açıdan yıprandım bu yaşa gelene kadar. Özellikle 25'ten sonra çöktüm sanki biraz. Saldım kendimi bayağı, stresten saçlarım dökülmeye başladı, kilo aldım kullandığım ilaçlar yüzünden, bıyığım ve sakalımda beyaz kıllar belirdi. Kafamın içindekiler, özlemlerim, ideallerim aynı kaldı ve hala da biraz çocuğum. Biraz değil tamamen çocuk olmak isterdim..

Neyse gelelim bugüne. Her zaman olmasa bile hayatımın üçte ikilik kısmı yalnız geçmişti. Yalnızlığı sorun etmiyorum. Bu yalnızlıkların tepe noktası hep 17 Ekim yani doğum günüm olmuştur. Çünkü ister istemez beklentiler oluyor. Aranmak istiyor insan, bulunmak istiyor. En azından bir kısa tebrik mesajı bekliyor. Her defasında bekliyorum ama bunlar hiçbir zaman olmadı. Aile üyelerini saymıyorum, çünkü adı üstünde aile. Bugün yine bekleyeceğim bulunmayı. Belki beni şaşırtan bir şey olur ama sanmıyorum. Sonunda beklentilerin gerçekleşmemesi sizi bir hüzün rıhtımına bırakıyor. Belki de yalnızlığı pekiştiren o hüzünle tanıştırıyor..

Ekşisözlük'te bir entry okumuştum yalnızlıkla ilgili kısa ama çok etkili bir şeydi. Adam sonunda diyordu ki "Yirmili yaşlarımda yalnız yaşamak zorunda olduğum için çok acı çektim. Şimdi de o alışkanlığı kıramadığım için acı çekiyorum." Aynen öyle dostum. Yalnızlığa kendini alıştırmaya çalıştığında, alışma süreci sancılı geçer. Alıştığında ise ondan vazgeçememek acıtır. Yalnızlığıma ne kadar alışsam da bir üstteki paragrafı düşünüyorum. Yalnızlığım mühürlü ama en azından bir gün, yalnız olmadığımı hissetmek iyi gelebilirdi. Askerdeki kafa izni gibi. Birkaç gün ya da bir gün fark etmez ruhumu dinlendirebilirdim..

Aslında pek yazasım yok. Geçen sene yazdıklarım duruyor zaten. Ama bugün yazmalıydım, kendime bir tebrik olarak görüyorum çünkü bunu. Bir onurlandırma olarak. Tarihe not olduğu gerçeği de var. 50 yaşına gelirsem ve blogger hala durursa bunları okuyup nasıl tepki vereceğimi merak ediyorum biraz da..

32'ye kadar bir halt olamadım. Bir şeyleri değiştiremedim. Bir tane osuruktan şiir kitabı çıkarttım sadece. İş hayatında genellikle tutunamadım, çoğu zaman ceplerim dışarda gezdim. Umarım geç değildir. Hala vakit vardır ve ben beklediğimde gelmeyen olaylar/olgular/kişiler, benim onlara gitmemi bekliyordur. Seneye bugün bu paragrafta yazdıklarımı değerlendiririm yaşarsam..

Ne demeli ki başka? Doğum günü = Yalnızlık x Hüzün bir sonrakilerini bekleyeceğim. Bugün de aradığımı bulamayacağım bir gerçek..

Bugün tanıdığım, tanımış olduğum, hayatından geçip gittim herkesin güzel bir gün geçirmesini dilerim. Ekim yağmurları ülkemizde etkili olsa da gününüz sıcak ve kuru geçsin.. 

Doğdun Nou, iyi ki'yi boşver..

Merhaba 32, Güle güle 31..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Lütfen yorumlarınızı bir isim ile paylaşın. İsimsiz yorumlara sadece teşekkür ediyorum.