Binlerce ukde arasında birkaç nükte; yaşanmışlıklar..

21.01.2022

Yoksunluk..


Düşler sanrılarla ilintili ve ben düş sandığım sanrılarımla yaşamaya mecburum..

Havanın en karanlık olduğu zaman uyuyabiliyorum artık şafağa saniyeler kala. Hayat başlıyor o saatte ben ise zamanı durduruyorum. Bütün hücrelerimle bildiğim en iyi işi yapıyorum o da yok saymak. Üzülmüyorum ama içimde bir burukluk var. Boşluk desem değil, sıkıntı desem değil. Amaçsızlık belki de bunun adı. Hece ölçüsünü tutturmaya çalışan şairler gibiyim, her heceyi sayıyorum. Sonra sıkılıyorum saymaktan yarım bırakıyorum. Hayatı da yarım bırakacağım belki bir gün. Günleri saymak, heceleri saymaktan daha zormuş..

Soğuktan daha keskin bir balta yok. Her defasında farklı bir uzvum kesiliyor sanki. Hasretin soğuğu mu, özlemin soğuğu mu? Yoksa kapı altından giren soğuk mu? Ruhumu üşüttüğüne göre somut bir soğuk değil. Ateşi titreten soğuklardan. İçimdeki ateş üşüyor..

Kırıldığında anlarım, kaybettiğimde anlarım. İş işten geçtiğinde dünyanın en bilgesi benimdir. Ödenecek bir bedel bulunur elbet..

Viraja hızla girip de hayatta kalamazsınız. Ama otobanda da hızlı gitmezseniz hiçbir yere yetişemezsiniz. Zamanlama önemli her zaman olduğu gibi. Bir yazımda bahsettiğim üzere 100 metre yarışında 1 saniye çok önemlidir. Maratonda ise önemsizdir. Hayatta kalmayı bir şekilde başarıp, hiçbir yere yetişememek işte bütün mesele bu. Hayatta kalmak ama yaşamamak..

En önemli şeylerin yoksunluğu var bir de. Bir tiryakinin son sigarasını teker teker içine çekerek ve her çekişte söndürmesine benziyor. Yoksunluğu idareli kullanıyorum. Yoksa tutumlu olduğum falan yok..

Hayat hepimizden bir şeyler götürüyor, çalıyor belki de. Benden de en güzel yıllarımı aldı. Baştan anlamıyorsun ama giden gitmiş gerçekten. Son sigaramı gidenlere yakıyorum. Sonrasında şafağa doğru yatıyorum. İşin özeti bu..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Lütfen yorumlarınızı bir isim ile paylaşın. İsimsiz yorumlara sadece teşekkür ediyorum.