Binlerce ukde arasında birkaç nükte; yaşanmışlıklar..

22.01.2024

Olmak ya da Olmamak..


Yazıp sildiklerimle birlikte bugüne kadar 1000’e yakın içerik yazmışımdır. Sonuçta 2008 yılında kaydoldum buraya, 19 yaşından beri çabalıyorum yeni bir şeyler üretebilmek adına. Önceleri çabalamıyordum, zaten boktan şeyler yazıyordum. İmla falan hak getire. Tam ergen yazıları yazdım 3-4 sene kadar. Sonra hastaneye yattım, EKT ve ilaç tedavisi gördüm. Sonra şirazem iyice kaydı, siyahı geçtim, vantablack yazılar yazmaya başladım. Her türlü çekilmiyordum, kendim bile yazdıklarıma katlanamıyordum. Bu bloğun evvelindeki blog cidden bir fiyaskoydu. Ama nasıl olduysa o blogla daha fazla kişiye ulaşabilmiştim.

Sonra bu bloğu açtım işte. Daha kurallı ve ucu açık yazmaya başladım. Belirli bir şekilden sıyrıldım. Sadece efkâr değil, gerçek duyguları yazmaya çalıştım. Kafama esti yarışmalara şiir bile gönderdim. Tabi sonuç sıfırdı. Belirli bir statüye kavuşmak benim yaşam şartlarımla ve önceliklerimle imkânsız gibi bir şey. Yoksa eğilirsen, saçma hareketler yaparsan 15 dakikada isim yapıyorsun. Sonra o 15 dakika daha da artıyor. İmrenmiyor musun derseniz, imreniyorum elbette. Ben ömrümün yarısını belki de tamamını var olmaya vermişim ve kibrit kutusu kadar değerli değilim. Ama insanlar iki şaklabanlık yapıp paraya para demiyor. Adam mesela canlı yayında Kur’an’dan bahsederken içki içiyor, küfür ediyor, geğiriyor, osuruyor. Binlerce kişi izleyip, bağış yapıyor. Bu kadar kolay yaşıyorlar ya, içerliyorum arkadaş. Ben göt çatalımı göstermiyorum, edepli usturuplu ve her türü deneyerek yazıyorum ama alelade biri oldum kaldım. Öyle şöhret gelecekse gelmesin zaten. Bu yaşadığım çağa tüküreyim.

Orhan Veli’nin zamanlarında yaşayıp, Tanpınar’dan ders almak vardı. Dersi kırıp içmek ve dergi çıkartmak vardı. Uzun yaşamasam da olurdu. Ne arkadaşlarım destekledi, ne ailem. Yazdım boşluğa, yazıyorum. Yahu sadece bu işten para kazanmak istemiştim çok mu? Götümü göstermeden, karşınızda içip sıçmadan, edebi değer taşıyan özgün yazılarla para kazanmak istemiştim!

Olmuyor işte, uzayamıyorum. Gelenekçi düşünce yapım izin vermiyor. Sıkıcı bir adamım işte. Yalnızken dünyanın en boktan adamıyım. Ama dışarıda arkadaşlarla güler eğlenir, her türlü muhabbeti ederim. Çift karakterli birini oynuyorum. Demek ki hala hastayım. Birine çatmıyorum ve hedefi tırmalamaktan da vazgeçmek üzereyim.

Niye yaşıyorum ben de bilmiyorum. İki başarısız intihar denemesinden sonra nasıl yürüyorum bu yolda anlayamıyorum. Belki gençlikte ölünce kurtulacağımı düşündüğümden artık şimdi kendi isteğimle ölmek istemiyorum. Çünkü anladım ki ölünce de kurtulamayacağız. Mutlak huzur, cennet vs. Bizlik işler değil. Onlar sağduyulu, vicdanlı, temiz duygular taşıyan insanlar için vaat edilmiş. Benim içimde her türlü duygu var. Neler düşündüğümü bilseniz kurşuna bile dizersiniz. Sadece kendimi tutuyorum. Bu adaletsizliğe, bu sahteliğe karşı içimdeki manyağı zincirlemişim. Bu saatten sonra da salmam merak etmeyin. Ancak ölür giderim bir başıma. Ben de o ölünce haftalar sonra kokusundan öldüğü anlaşılan insanlardan olurum. Böcekler beni insanlardan önce bulur, biliyorum.

İyi ki burası var, tarihe nottur bunlar. Bir gün kaybolur gidersem okursunuz bu deli neler yazmış diye. Dünya anlatılamayacak kadar karışık, hak etmeyenin milyonlarla oynadığı bir simülasyon. Zamanında çalışıp çabalayıp, en azından adam yerine konabileceğim bir iş yapmak isterdim. Türkiye’de rezil olamıyorsun, rezil insanları burnumuza sokup daha da meşhur olmalarını sağlıyorlar. Ne diyebilirim ki.

Bokumuzda boğuluyoruz da eğleniyoruz bu durumdan. Kazanın başında zebani yok, biz kendi altımıza odun atıyoruz. Kimi gazlayıp gidiyor, sokarım böyle işe deyip. Bir cesaret verici hap alıp binanın tepesinden bırakıyor kendini. Kimi “Sizin yaşam standartlarınıza, tercihlerinize tüküreyim” dercesine kendini raylara atıyor. Binlerce kişinin görmesini istiyor ölümünü. Hayata ve bu pis insanlara orta parmak çekercesine ayrılıyorlar dünyadan.

İşte bende artık o cesaret yok. İyice sindim, iyice söndüm havası kaçmış balon gibi. Yeniden de şişiremem artık. Dünyada daha kötü şartlarda olabilirdim. Her şey olabilirdim. Kafka’nın böceği olarak uyanabilirdim. Defalarca üstüne basılıp tekrar var olan. O yüzden katlanmak zorundayım. Asla hayatıma son vermeyeceğim de, bir ölümcül hastalığa denk gelirsem direnmeyeceğim, savaşmayacağım. Bu dünya savaşmaya değmez.

Bu yazıyı tamamen okuyanlar benim ünlü olamadığım için böyle yazdığımı düşünebilirler. Kaldı ki yazı gerçekten öyle hissettiriyor. Ama bir paragraf var ki, orada asıl sebebimi söylüyorum. Sadece adam gibi edebi bağlamda yazılar yazıp para kazanabileceğim bir durumda olmak istemiştim. Yoksa milyoner olmak gibi bir derdim yok. Temel ihtiyaçlarımı karşılayabileceğim kadar, sevdiğim işten para kazanmak istemiştim ve başaramadım işte. Bu saatten sonra bir bok değişmez adım gibi biliyorum. Büyük İskender 30 yaşında bütün bilinen dünyayı ele geçirmişti yahu.

Neyse notumu bir gün okursunuz. İş işten geçince badem gözlü de yaparsınız beni. Eminim..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Lütfen yorumlarınızı bir isim ile paylaşın. İsimsiz yorumlara sadece teşekkür ediyorum.