Dünya değişmez, düşünceler değişmedikçe...
Oksijenle temas eden her şey bozulur. Biz insanlık da buna dahiliz. En rahat yaşam standartlarını düşledikçe ve ona ulaşma hırsıyla yaşama nedenimizi unuttuk gitti. En pahalı eve ve arabaya sahip olma hevesi. En güçlü, en güzel eşe ait olma hevesi. Kolay para kazanma, kolay harcama düşüncesi. Herkesin amacı dünya olmuş. Dünyayı kurtarayım da gerisi önemli değilmiş. Yüzlerce yıllık bir ömrün olsaydı bu doğruydu. Ama yüz yıl bile yaşayamayan milyarlarca insan varken ömrünü adadığın yalan dünyaya dön bir bak. Sen hayatını yüksek standartta yaşıyorsun tamam, ama sokaklarda yaşayan bir ekmeğe muhtaç bir kişi gibi 2 metrekarelik mezara gireceksin sonunda. Ölüm, şartları eşitleyecek. İşte bu gerçeği bize unutturmuşlar. Ya da biz unutmaya çoktan razıydık.
Spot ışıklarına aşık bir nesil yarattılar. Tüketime hasta bir topluluk oluşturdular. İnsanları maneviyattan soğuttular. Allah kelamını duyan canavar görmüşe dönüyor artık. Gün içinde telefonda izlediğiniz videolar, akşam seyrettiğiniz diziler programlar ne kadar aklınızda kalıyor bir düşünün. Gördüğünüzü unutuyorsunuz ama saatlerce de izlemeye devam ediyorsunuz. Bir parmak hareketiyle kaydırıyorsunuz videoları ve hikayeleri. Televizyon programlarından ne hatırlıyorsunuz. İşte bunlara çöp içerik deniyor bu içeriklerin iyi bir vasfı yok. Sadece beyninizde boşa yer kaplamak için varlar. İyi şeyleri gölgelemek ve beyninizi yormak için varlar. Saatlerinizi emiyorlar ve sizi özünüzden uzaklaştırıyorlar. Kimileri onlara özeniyor, kimileri onlara tapıyor. Kimileri gördükleri için her şeyden vazgeçmeye bile hazır. Milenyumdan sonra işler geri dönülmez boyutlara geldi.
Biz değişemeyiz, çünkü nefse güzel geleni seviyoruz. Sahte yüzlere, payetli elbiselere bayılıyoruz. Herkes bize uysun, hep biz haklı olalım istiyoruz. Adalet terazisi hep bizden taraf olsun diyoruz. Senin elit semtinde çöp kutularında ekmek arayanlar varsa ve sen onlara yüksek katından baktığında içinde bir şey ölmüyorsa bitmişizdir zaten biz. Yoksulluğu bitirmek derdimiz değil. Yoksul hep olsun ve biz onlara yardım edelim. Yoksulluklarıyla acı çeksinler, biz rahat yaşamaya devam edelim. Bir dilenciye 50 lira vermekle vicdanını rahatlatabiliyorsun. Bu yüzden değişemeyiz işte. Nefsimize bağlı aciz bir kul olduğumuz için değişemeyiz.
Bir erkek, bütün seksapeliyle karşısına çıkan bir kadını nasıl reddedebilir? Bir kadın, tüm servetini karşısına seren bir adama nasıl hayır diyebilir? Reddedebildiğinde, hayır diyebildiğinde değişmekten bahsedebiliriz belki. Ama hiçbir zaman bunlar olmayacak.
Dünya dönüp duracak ama içinde insan kalmayacak..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.