Binlerce ukde arasında birkaç nükte; yaşanmışlıklar..

23.04.2020

Geç'ti..

Gökyüzü açık mavi, ne manzaralar vardır ne noktalardan. Oysa ben sisli havayı sevdim hep içim kasvetli olduğundan. Belki biraz görmemek için hiçbir şeyi. Denizin üstündeki sandalda olamayacağım, kaldırımda dondurma yiyen bir çocuk kadar mutlu hissedemeyeceğim için..

Bana "hatırlamak" gibi bir lanet bahşedilmiş. Kendimi yıpratacak kadar çok kullanıyorum bu özelliği. Bazılarına hala alışamamışım. Mesela yokuş aşağı bisiklet sürerken ellerimi bıraktığımda hissettiğim özgürlüğü biraz da korkuyu, şimdi hissedemiyorum. Elbette korktuğum anlar oluyor ama o günlerdeki gibi tatlı değil. 30 yaşında koca bir adamım elbette özgürüm. Ama özgürlük istediğin her şeyi yapabilmek değil ki. Dünyayı, insanları, toprağı kucaklayabilmek. Karşılıksız..


Üşümeyi özledim, ellerimi arabaların üzerindeki birikmiş karda gezdirmeyi. Ayakkabımı burnundan açmayı özledim. Kaç yıl olmuştur bir futbol topuna vurmayalı. Küçük, önemsiz gibi görünen her şeyi özledim. Mesela elektrikler kesildiğinde elimi nah işareti yaparak mumun üzerinde tutup duvara yansımasını izlemeyi. Bunlar çocukken yaptığımız şeylerdi. Şimdi öyle bir ağırlık var ki, ne yapsan yadırgayacaklar. Sokakta oynayan son nesilden olduğum için şanslıyım. Tadını aldım mahalle maçlarının, çam ağaçlarına çıkıp topladığım kozalakların. Z kuşağı şanssız gerçekten, dijital sahte bir dünyaya uyandılar.

Eksilen yegane şey yaşama sevinci. Çünkü en mutlu ana ulaşmışsın zamanında ve düşüş trendine geçmiş mutlulukların. Bir daha tepe noktasına gelir mi bilmem ama bu betonarme, kişiliksiz dünyada mutlu olmak çok zor. Herkes mutluluğun parayla geleceğini düşünür ama para beladan başka bir şey getirmez. Aileden zengin değilsen..

Her neyse azalarak bitiyorum ben ve bu artık koymamaya başladı. Herkes bir gün tükenecek ben kabulleniyorum bunu şimdiden..

Bildirimsiz bir dünyada buluşmak dileğiyle..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Lütfen yorumlarınızı bir isim ile paylaşın. İsimsiz yorumlara sadece teşekkür ediyorum.