Binlerce ukde arasında birkaç nükte; yaşanmışlıklar..

14.07.2023

Dışavurum..



Varlıktan hiçliğe gidebiliyoruz da hiçlikten varlığa sefer koymamışlar. Varlığı yaşayabilmen için eskilerin deyimiyle, ağzında altın kaşıkla dünyaya gelmen gerekiyor. Ama şahsen bazı ademoğullarının elma şekeriyle kutsandığını düşünürüm. Tabi bunlar günümüz şartları için geçerli, ülkemiz için geçerli. Eskiden çalıştığının karşılığını alabiliyordun ve kenara para da koyabiliyordun. Şimdi bir tane eli yüzü düzgün telefon alabilmek için asgari 6 ay çalışman gerekiyor, yemeden içmeden. Ee eve nasıl bakacaksın, faturaları ne yapacaksın, kirayı, mutfak masraflarını nasıl karşılayacaksın? Çocukların da varsa iyice açmazdasın. Eskiyip gittiğinde, güncelleme almadığında çöp olacak bir telefon için 6 ay emeğin, ömrün gidecek. Reva mı bu? Elma şekeriyle kutsanmış Ademler için reva...

Ne güzel oluşturmuşlar sistemi. Bütün gün kan ter içinde, güneşin alnında çalış. Eve gel lüks hayatları izle, normalmiş gibi. Bir ben böyleyim diye düşün. Herkes yolunu bulmuş diye düşün. Müthiş bir yanılsama bu. Kimse öyle değil, çoğunluk senin gibi. O tripleks evinin katlarında asansörle dolaşanlar sadece azınlık. Seni sadece ucuz iş gücü olarak görüyor patronlar. Eve gelip bir kase kiraz yediğinde mutlu oluyorsun, borcunu biraz azaltabilsen mutlu oluyorsun. Ama bunlar anlık mutluluklar oluyor. Kalıcı değil, çünkü gün başladığında yine borçlanacaksın, eve geldiğinde yine lüks hayatları izleyeceksin. İmreneceksin, öyle ki ömrün bir hayale kavuşma derdiyle yitip gidecek..

Dünya insanlar için cehennem de cennet de. Oğluna pantolon alamadığı için hayatına son veren babalar, çocukları üşümesin diye fön makinesini çalıştırıp yan odada kendini asan analar. Vay, vay, vay. 

Bu sosyete özentiliğini bir kenara bıraksak ülkece biraz olsun rahatlayacağız aslında. Çünkü kör göze parmak sokuyorlar. Eski dizilerden, filmlerden bahsedelim. Mesela İkinci Bahar, orada bu kadar şatafatlı yaşamlar var mıydı? Yedi Numara, Ayrılsak da Beraberiz, Çiçek Taksi, Süper Baba vs. Bunlarda böylesine insanları imrendirecek hayatlar var mıydı? Herkes kendinden bir şeyler bulurdu, samimi insanımıza, samimi içerikler sunulurdu. 

Hiçlikten varlığa sefer koymadıkları gibi, insanları hipnotize ediyorlar. Çarklar dönsün de mutlu azınlıklar sefa sürsün diye. Halkın üzerinden dozerlerle geçiyorlar.

Yaşayanlar gölge yaşıyor, ölenler bir günde unutuluyor. Ülke böyle, dünya nasıl olursa olsun..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Lütfen yorumlarınızı bir isim ile paylaşın. İsimsiz yorumlara sadece teşekkür ediyorum.