Binlerce ukde arasında birkaç nükte; yaşanmışlıklar..

25.07.2024

Güneye Giderken..


Güneye giderken güneş soldan doğar ve ben güneşin sol yanağımı yakmasını bu kadar özleyeceğimi düşünmezdim...

Nasıl bir duyguydu hatırlamaya çalışıyorum. O kadar sabırsız bir ergen olduğum halde nasıl bin kilometre yapabilmişim? Tamam, kanım deli akıyordu da ben o dönemler pervasız biriydim. Kimseyi önemsemezdim ki? Neden içim kıpır kıpır oluyordu yaklaştıkça?

Harem’den gece 12 otobüsüne bagajsız binip, sanki adaya pikniğe gidiyormuşum gibi Adana’ya gidiyordum yahu. O heyecanı özlüyorum, o cesareti özlüyorum. Yoğun baskı altındayken kimseye haber vermeden çekip gidebildiğim yıllar. İyi ki yaşamışım bu duyguları, sonu mutlu bitmese de, ikimiz de verdiğimiz sözleri tutamasak da güzel şeyler hissettik. Yeni şeyler öğrendik birbirimizde. Neredeyse 20 yıl geçecek üzerinden ama unutulacak gibi değildi benim için. Sevdiğimi hissettirebildim mi emin değilim ama o bana sevildiğimi hissettirmişti. Çünkü ben anne şefkati ile büyümüş biri değildim. Sevgi, mutluluk, huzur çok yabancı olduğum duygulardı. Bu üçünü de tadabildim. Bir zamanlar ben de yaşadım yani. Bu siktiri boktan hayattan bir zamanlar keyif aldım, aşkı da gördüm, ayrılığı da.

Belki çok yavaş ilerliyorum bu hayatta, belki çok zaman kaybettim. Ama psikolojime yenildim yıllar geçtikçe. Benim dedem intihar etmiş bunalımlardan. Babama da sirayet etmiş ki o da hastanede yatmış, kendini iyileştirmiş. Ben de hastanede yattım. Kendimi iyileştirme aşamasına daha yeni ulaşıyorum. Dünyanın ciddiye alınmayacak bir üfürüşlük mekân olduğunu daha yeni anlıyorum. İnsanları ve onların pis düşüncelerini takmamayı daha yeni öğreniyorum.

Seni yaşatan aslında o adrenalin, bir şeye heyecan duymuyorsan ottan farkın olmuyor. Beni heyecanlandıran şeyler pek yok. Fenerbahçe’nin maçları heyecanlandırıyor belki. Ama bir kişiye heyecan duymam gerekirdi. Yeniden âşık olabilmem ve tüm dünyayı karşıma alacak olsam da yolumdan dönmemem gerekirdi. Yeniden âşık olamadım. Bütün kadınlar tornadan çıkmış gibi birbirine benziyor günümüzde. Huyları da benziyor, kişilikleri, giyinişleri de. Bir başka tuhaf detay ise âşık olmamayı sorun etmiyorum. Bir aile kurma endişesi taşımıyorum. Yalnızlığa alıştırmışım kendimi. Kavgadan, kaygıdan uzakta olursam biraz daha uzun yaşarım belki. Biliyorum ki evlilikler çok ciddi sabır ve özveri istiyor. Ben soğukkanlı hiçbir zaman olamadım. Ne hissediyorsam yüzümden okunur benim. Evlensem büyük ihtimalle bir gün bir şeye bozulup pat diye evi terk ederdim. Bir daha da dönmezdim. Kendimi biliyorum çünkü.

Diyeceksiniz ki ergenliğinde sana sevgiyi tattıran kızla evlenseydin de böyle olur muydun? Onla da böyle olurdu büyük ihtimalle. Çok üzerdim onu, isteyerek de istemeden de üzerdim. Genetik mirasım böyle.

Keşke böyle olmasaydım. Keşke geniş ölçekli düşünüp planlar yapabilseydim. Keşke bir kız evlat sahibi olabilseydim. İsmini bile düşünmüştüm, Birce. Ama işte benden ne koca olur, ne de baba. Öldüğümde iyileşeceğim...

1 yorum:

  1. Seven sevdiği için bin kilometre değil binlerce kilometre yol kat edebilir..
    Yollar özlenir anılar özlenir kaleme alış şekliniz özleminiz o yanağınızı yakan güneşe bile hasretle ifade edişiniz takdir edilmesi gereken sevgilerden 🌸

    Keşke herşey çok daha güzel ilerleseydi mutlu sonlu bir hikaye çıksaydı bu anıdan diye sonuna dek hevesle okudum:)

    Ama sonlu bir hayattan sonsuz mutluluklar da beklememeliyiz ...

    Dilerim kalan ömrünüz geçen ömrünüzden çok çok çok daha güzel geçsin gerçek aşkı bulup huzur içinde bir hayat sürüp mutlu olarak Hakk'a kavuşmanız dileğiyle 🌸

    YanıtlaSil

Lütfen yorumlarınızı bir isim ile paylaşın. İsimsiz yorumlara sadece teşekkür ediyorum.