Binlerce ukde arasında birkaç nükte; yaşanmışlıklar..

6.02.2023

Püh..



Her şey yaratandandır deyip sıyrılıyoruz, fıtrat mıtrat diyoruz. Kader deyip geçiyoruz. İş öyle değil, sadece kolaya kaçıyoruz. Tedbirini alacaksın, önlemini alacaksın, ötesini Allah'a bırakacaksın. İnsan yapımı inşaatlar, makinalar tamam kabul. Elbet bazıları yıkılacaktır. Ama ortalık mahşere de dönmeyecek sonuçta. Can pazarıyla karşılaşmayacağız. 2023 ulan 2023 bir gram da mı ilerleyemedik? Neden çürük yapıyorsunuz yolları, binaları, köprüleri. Ölünce film bitiyor hatırlatmak lazım size. Sizin yiyemediklerinizi başkaları yiyor, onlarınkini başkaları yiyor. Yani para için neden bu kadar pisliğe batıyorsunuz ve hayatlarla oynuyorsunuz ki. Ulan ateş çemberi bölgesindeki Japonya'da 8'in altında deprem olmuyor neredeyse, hep üstü. Onlarda niye bu görüntüler olmuyor bir sorguladınız mı? Depremi olur, tsunamisi, yanardağ patlaması olur. İnsanlar hazırlıklılar. Tedbirlerini almışlar, işlerini iyi yapmışlar!

Size oy veren parlak beyinlerin tutundukları tek kriter vardı. Yol yaptı, bina yaptı vs. Al, yaptın da hakkını vererek mi yaptın? Yol yarılıyor, bina çöküyor. Yahu yeni yapılmış binalar ve yollar hasar aldı, yıkıldı gitti. 1000'in üzerinde vefat var, yaralılar 10000 deniyor. Yaralıların en az %70'i ağırdır zaten. Bilançonun ne kadar kötü olduğunu anlamayacak kadar aptal mı sanıyorsunuz bizi? Gölcük depremi olduğunda mevcut hükümeti ne kadar eleştirdiyseniz, hepsi başınıza geliyor. 

Aslında halk suçlu, biz suçluyuz. Buraya yakışan bir laf var mesela. Çöküş filminden, Nazi komutanı Hitler'e "Sivil halk ölüyor, artık teslim olalım" diyordu. Hitler ise "Bizi onlar seçti, elbette ölecekler." yanıtını veriyordu. Kafayı kuma gömmekten vazgeçmek lazım artık. At gözlüğünü çıkarıp, geniş açıdan bakmak ve doğru kararı vermek gerek.

Bir şeyler değişmeli artık. Derhal değişmeli, kesin değişmeli. Yoksa ya yerimizden yurdumuzdan olacağız. Ya da kenef yoluna erkenden ulaşacağız. Bir şeyler yapın durdurun bu çılgınlığı, umursamazlığı, vurdumduymazlığı, saraylılığı..

3 yorum:

  1. Sözlüklerde ya da internette siyasi tartışmalara girmemeye özen gösteriyorum, birçoğunu okuyorum. Her mevzuda taraflar akıl almaz şekilde ikiye bölünüyorlar ve bu inanılmaz bir şekilde bu felakette de oldu.

    Şu an açıklanan 35 binden fazla insanın öldüğü tahminler sayının 200 bin'e kadar çıkabileceğini söylüyor. Böyle bir sonucun sorumluluğunu kimse almıyor! Bunun siyaseti olabilir mi hiç? Bu kadar insan nasıl ölebilir?

    En son açıklamalarda %98 eski yapılar gibi akla ziyan bir şey söylendi. Görüntüler böyle olmadığını gösteriyor zaten çok sayıda yeni bina yıkıldı, belki yeni binaları özel gösterdiklerinden bunun istatistiğini bilemiyoruz ama ülkede istatistiği hazırlayanlara da güvenemeyince ne olduğunu da anlayamıyoruz.

    Eski binaların yıkılması da normal değil, buna bu kadar zaman bir çözüm bulunmamış olması da inanılmaz. Bu noktada kendi çevremde evini kontrol ettirmiş ya da önlem almış kaç kişi var diye düşününce iyice kötü hissediyorum, yok çünkü! İnsanlar evlerine yıkım kararı çıkar diye de korkuyorlar ama buna da istense bir çözüm bulunabilirdi herhalde, işin en akıl almaz kısmı bir evi depreme dayanıklı hale getirmek yıkıldıktan sonra ödenecek faturalara göre devede kulak kalıyor. Can kaybının değerini zaten biçemeyiz ama sadece maddi külfet olarak bile bakınca sadece son depremle yok olan maddi değerle tüm ülkenin deprem için dönüşümü yapılırdı deniyor! Bunları duyunca iyice sinirleniyorum, neden böyle oluyor ya da olmak zorunda? Dediğim gibi mevzuları siyasi olarak üstelemem ama bu konu direkt olarak hayatta kalabilmemizle ilgili, bunda bile gerçeğin siyasi taraflara göre değişebilmesi ayrıca sinirlerimi hoplatıyor. Tek tek insanlar olarak da bir adım atmadığımızı görünce artık o hep bilinen sözü söylemekten başka bir çarem kalmıyor, "coğrafta kaderdir!".

    Bir de komplocular var, deprem şöyle acayipti, böyle gerçek değildi bir sürü saçma sapan görüş. Dış mihraklar yapmış! Sen binaları kuvvetlendirince dış mihrak nasıl sana zarar verecek? Deprem oluşturamazlarmış ama tetikleyebilirlermiş, neyin ne olduğu da belli değil ama tüm bu görüşler mevcut durumu bulanıklaştırmak için kasten ortaya atılıyor. İlk günlerde gerekenlerin geç yapılması, bariz şekilde 2 günün kaybedilmesi, asker desteğinin sağlanmaması (bunun hakkında o kadar görüş var ki gerçekten sinir harbi gibi), ne diyeceğimi bilmiyorum. Güya konunun uzmanları askerleri bu işte kullanmanın güvenlik zaafiyeti yaratacağını söylemeleri gerçekten inanılmaz.

    Üstüne bir de İstanbul depremi konusu var. Ülkenin her yerinde deprem olabilir ama İstanbul depremi ile ülkenin elden gideceğini öngörüyorsan neden hala bunları tartışıyoruz? Bunları kasten mi söylüyorlar bilemiyorum ama bu kadar körün gözüne parmak olmaz, bu kadar akılsız hareket ediyor olamayız. Tüm bunların bir sorumlusunun olması gerekiyor. Bunun olmayacağını ve hiçbir şeyin değişmeyeceğini kabullenmek istemiyorum ama biraz sakinleyince hiçbir şey değişmeyecek diyorum. Umarım yanılıyorumdur.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Harika bir değerlendirme yapmışsın dostum. Yazının sonundan cevap vereyim. Hayır yanılmıyorsun. Yüzeysel bakanlar farkında değil ama biraz dikkatli bakınca o kadar belirgin ki her şey. Yazımda belirtmedim. Ama en büyük gerçekte bahsettiğin gibi İstanbul depremi. Gerçekten de bağımsızlık gidebilir. Maraş depreminde 10 ildeki kaosla kıyaslandığında 5 katı gibi bir mahşer olacaktır. İstanbul'a kimse yardım edemez. Kentsel dönüşümü ranta bağladılar ve sadece zengin muhitlerde yapılıyor bu olay. İstanbul'un diğer noktaları ne olacak? Asıl yıkım Fatih'i vuracak deniliyor. Biliyorsun ki Fatih il merkezidir.

      İmar barışını kim çıkarttıysa en büyük hain oymuş. O reklamda oynayan şaklabanın yerinde olsaydım kardeşi gibi atlardım köprüden.

      Teşekkür ederim, çok güzel bir değerlendirmeydi yaptığın.

      Sil

Lütfen yorumlarınızı bir isim ile paylaşın. İsimsiz yorumlara sadece teşekkür ediyorum.