Binlerce ukde arasında birkaç nükte; yaşanmışlıklar..

6.10.2023

Beyaz Hap..



Geçen gün sözlükte bir üniversite öğrencisinin siyah hap manifestosu adlı 66 sayfalık bir içeriği konuşuldu. Bayağı bir gündem oldu bu. Gelen geçen yerden yere vurdu, afişe ettiler. Belki de çocuğun istediği buydu bilemiyorum. Popüler olsun da ne olursa olsun demiş olabilir. Bir göz attım ve hızlıca okudum bazı yerleri atlayarak. Bana da aşırı saçma geldi, anlamsız geldi. Ben de bir şeyler yazabilirdim sözlüğe ama yazmak istemedim o anda. 

Neyse özetle şöyle diyor çocuk. Kadınlar dış görünüşün iyi olmazsa, ne yaparsan yap sana bakmıyor diyor. Bunun yüzünden de kadını suçluyor, kadın doğasını suçluyor. Amerika'da okul tarayan manyakların kafa yapısına belki birkaç metre uzaklıkta. Biraz irdeleyeceğim bu durumu.

Dış görünüşün her şey olduğunu düşünmeniz çok basit bir düşünme tarzı. Herkes aynı standartta olamazdı bu 8 milyar insan içinde. İnsan birini sevdiğinde, beğendiğinde zaten dünyanın en güzel, yakışıklı kişisi o oluyor. Bir harekete, bir söze aşık olunmuyor mu? Olunuyor. Bunun için kişisel gelişim önemli, nerede nasıl davranılacağını bilmek önemli. Şöyle bir durum var ilgili okurlar, şu sözü aklınızdan hiç çıkarmayın. "Kendini sevmeyeni kimse sevmez." Kendinizi sevmek için de kendinize yatırım yapmak zorundasınız. Yani kapabildiğinizi kapmalısınız hayatta. Kadın ya da erkek fark etmiyor. Biri sizde yüz güzelliği ve vücut güzelliği dışında sevecek bir yön bulmalı. Çünkü bilirsiniz güzellik gelip geçicidir. Ha şunu demiyorum okudukça okuyun, gezdikçe gezin ve saçınızı taramadan, yüzünüzü yıkamadan gezin. Kendinizi sevdiğinizde bazı şeyler hızla değişecektir. 

Matrix denen üçlemeden (dördüncü filmi saymıyorum) sonra (ki başyapıt bir filmdir) insanlar haplara göre ayrılır oldu. Kırmızı hapçılar, mavi hapçılar, siyah hapçılar vs. Genellikle hemcinslerim bu olgulara kendilerini fazla kaptırmış vaziyetteler. Belki bazıları bunu iyi bir amaç için yapıyordur. Ama bu hap olayına girenlerin alayı, daha fazla kadınla birlikte olayım, en alfa ben olayım şeklinde düşünüyor. Kimse mutluluğu amaç edinmemiş. Çoğu adam skor yapma peşinde koşuyor. Özellikle yeni jenerasyonun tüm amacı ya oyun olmuş, ya da karşı cinsle düşüp kalkma. Herkes işine baksa, ülkeye ve dünyaya bir katma değer sağlasa, ailesi de olacak, mutlu da olacak. Kimse farkında değil bunun. Kısa yoldan köşeyi dönmek isteyenler gibi, adam kitabı kızlar için okuyor, sporu kızlar için yapıyor. Bunları kadınlar açısından da çevirebilirsiniz. Bana karşı cins için yaşamak ve bu uğurda hayatı mahvetmek mantıksız geliyor.

Hap; ne kırmızı, ne mavi, ne de siyah arkadaşlar. Dünyadaki hapların neredeyse hepsi beyazdır. Alacaksın beyaz hapını. Yoluna bakacaksın. Kendini tedavi edeceksin o beyaz haplarla. Normali bu çünkü. Bu insan denen varlık kendine zulmetmeye çok meyilli. Takacak illa ki bir şey buluyor. Mesela karşı cinse ulaştı diyelim, bu sefer başka bir şey buluyor. Sonunda buluyor. Arıza çıkarmayı seviyor. Kaosu seviyor. Bu manifestoyu yazan çocuk eminim kızlara ulaşabilseydi, bu sefer başka bir yerden arıza çıkaracaktı. Çünkü düşünme şekli, olayları kavrayış ve açıklayış şekli değişmeyecekti. Eminim ki kızlara ulaşabilseydi bu sefer de kibir abidesi olarak görecekti kendisini. Çünkü en tepe nokta olarak, karşı cinsi konumlandırmış olduğu için bunu gerçekleştirecekti ve buna ulaşamayanlara karşı nefret sentezleyecekti. 

Kişi aile kurmak isteyebilir belirli bir yaşı geçmeden. Buna saygı duyuyorum. Günümüzde özellikle kadınlar büyük baskı altındalar. 30'dan sonra evde kalırım diye düşünüp, kendilerince en ideal erkeği seçmek istiyorlar bir an önce. Herkes gerçek aşkı arıyor, rahat yaşamak istiyor. İstiyor da istiyor. Ama mükemmel bir hayat, mükemmel bir eş yok hiçbir zaman. Boşanmalar inanılmaz derecede arttı. 10 kişi evleniyorsa belirli bir zaman sonra 5-6'sı boşanmayla sonuçlanıyor. Sonuç olarak toplumda kimse kimseyi memnun edemiyor. En azından kalıcı anlamda memnun edemiyor. Bir yerden sonra kopuyor ip.

Toparlayacak olursam. Sadece akışına bırakın derim. "Karşı cins bana bakmıyor, evde kaldım, yalnız öleceğim" gibi şeyler düşünmeyin. Ve karşı cinsi de önceliklerinizde birinci sıraya koymayın. Bir hayatınız var yaşayın gitsin. Kendinize bir şeyler katmaya bakın, dünyaya bir iz bırakmaya bakın. Gerisi kendiliğinden hallolacaktır. Dünyada yalnız yaşayıp, yalnız ölen ama adı hala yaşayan özel insanlar yok mu? Tabi ki var. Bir eksiklik değil yani bu. Önemli olan ölümsüzlüğü bulabilmek. Fiziken değil, yapıtlarla, fikirlerle.

Beyaz hapı al ve ilerle. Adımla ve hiçbir zaman karanlığa düşme. Bu senin elinde...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Lütfen yorumlarınızı bir isim ile paylaşın. İsimsiz yorumlara sadece teşekkür ediyorum.