Binlerce ukde arasında birkaç nükte; yaşanmışlıklar..

25.02.2024

Mutluluk..


"La vera felicita sta nel viaggio non la meta..."

İtalyanca bu deyiş: "Gerçek mutluluk varış noktasında değil, yolculuktadır." anlamına geliyor. Gerçekten öyle mi? Biraz didikleyelim bu konuyu.

Mutluluktan anladığımız şey ne onu düşünelim. Bizi neler mutlu eder? İstediklerimizin gerçekleşmesi mi, saygın biri olmak mı, aranılan biri olmak mı? Yoksa bir çikolata, bir çiçek, bir içten gülümseme mi? Mutluluğun binlerce ara maddesi var. Peki ana maddesi nedir?

En çok istediğiniz şey neyse ona kavuştuğunuzda sıkılma, bunalma, rutine girme gibi ihtimaller her zaman başınıza gelebilecek şeyler. Sevdiğiniz bir hedefe adımlamak bir yolculuktur. Bu sevgiliye olur, evlada, ebeveyne veya arkadaşa olur. İşte ona kavuşacak olma ümidi mutluluğun ilk durağıdır. Devamında yapacaklarınızı düşünmek, düşlemek ve bir yola daha girmek. Bu da bir yolculuktur, hep yeni yetenekler edinip, sürprizlerle karşılaşacağınız. Sevgilinizle evlenme aşaması, balayı aşaması, birlikte yaşama aşaması hepsi ayrı ayrı yolculuklar. Çocuklarınızın dünyaya gelme aşaması, büyüme aşaması, birey olma aşaması. Hepsi birer yolculuk.


Rutine ne zaman girersen işte orada mutluluk tıkanıyor. Bir insan en sevdiği yemeği, her gün yese sıkılır sonuçta. Yolculuk hep sürecek, aynı sorularla, aynı hareketlerle bir rutine girmeyeceksin. Sevdiğinin farklı özelliklerini keşfedeceksin her zaman. Fikir birliğinin olduğu anlar gibi fikir ayrılıkları da olacak. Bunlar birleşince ortaya güzel bir yemek çıkacak. 

Kavgaların nedeni bıkkınlık ve rutin oluyor çoğu zaman. Bıkıp, sıkıldığınız birisine tahammülünüz azalıyor. Hayatınızda neden tuttuğunuzu sorguladığınız anda, ip kopuyor. Mutluluk keşfetmektir ve yola çıkmadan hiçbir yer keşfedilmez. İnsanın içinde yanan ateş her zaman harlı kalmalıdır. Bu da rutine girmemek ve her gün etrafına farklı gözlerle bakmaktan geçer. Bir şey mutlaka sizi çekmeli, bir tarih, bir etkinlik, bir hareket, bir bakış. Heyecanınızı kaybettiğinizde, mutlu olmaktan çıkarsınız. Bunu kaybetmemenin yolu hayata at gözlüğüyle bakmamaktır. Otoban şeritlerini izlemektense, çevreyi gözlemlemektir. 

4. Murad'ın bir lafı vardır bildiğiniz. Der ki: "Bağdat'ı almaya çalışmak, Bağdat'ın kendisinden güzel miydi ne?" Bir tek hedef koyup ona ulaştığınızda, umduğunuzu bulamayacağınızı anlatır. Oysa hedefler çoksa, yolculuklar da bitmeyecek demektir. Bu yolculuklarda emek harcayıp, bir şeyler inşa ediyorsunuz. Bunun keyfi bambaşka. Hazıra konmak her zaman bıkkınlık verecektir. Bir örnekle açıklayayım. Mesela bir puzzle alıyorsunuz, bunu bir tanıdığınız yapıp bitirip, size teslim ediyor. Ne kadar mutlu olursunuz? Yoksa kendiniz yapsaydınız daha mı mutlu olurdunuz? Demonte gelen bir şeyin montajını yapmak mı daha güzeldir? Yoksa başkasına yaptırmak mı? Mutluluk bir çabadır, hayatta kalma çabası ve bunu bir güzel başarabilmektir. 

Mutluluk; bir hayatı kurgulayabilmek, kendini geliştirebilmek, bir sürü yol keşfedip, hep aynı yoldan gitmemektir.

Yani bu İtalyan sözü oldukça haklı bir deyiştir. Yolculuklarınız hiç bitmesin.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Lütfen yorumlarınızı bir isim ile paylaşın. İsimsiz yorumlara sadece teşekkür ediyorum.