Binlerce ukde arasında birkaç nükte; yaşanmışlıklar..

2.06.2024

The Words..


Bugün yeni bir başucu filmi keşfettim. Bu filmi sizler de bilip izlemelisiniz. Zira edebiyatla ilişik ve içinde aşk da barındırıyor. Beni tanıyanlar çok az film beğendiğimi ve onlardan da azını değerlendirme olarak yazdığımı bilirler. Bu film bir değerlendirmeyi hak ediyor hem de fazlasıyla.

Filmde amatör bir yazar var. Çalıştığı işini bırakıp kendini yazarlığa adayan bir karakter. Rory adındaki bu karakterin yazarlıkta pek şansı yaver gitmiyor. Rory'nin iyi geçindiği bir sevdiği var. Yazdığı romanları her yayınevine gönderiyor ama hep reddediliyor. En sonunda bir ajansta düşük kademede bir işe giriyor. Bağlantılar edinmek istiyor. Bu arada babasıyla da problemlerinin olduğu aşikâr. Babasından destek bekliyor yazarlık yapabilmesi için. Ama babası ilgili davranmıyor. Sevgilisiyle evleniyorlar, balayı için Paris’e gidiyorlar. Orada bir antikacı dükkânında eski bir çantaya çarpıyor gözü. Almak istemiyor, ama beğendiğini gören sevgilisi ona o çantayı alıyor. Eski püskü 50-60 yıllık bir çanta bu. Balayı bitiyor ve Amerika’ya geri dönüyorlar. Bu zaman zarfında yazdıkları reddedilmeye devam ediyor. Bir gün çantayı açıp içine çalışmalarını koymak isterken bir bölmesinde kitap taslağı buluyor. Okuyor ve mest oluyor. Sürekli aklında dönüyor bu taslak. İsimsiz, sayfaların her birinde parmak izi olan bu taslak aklından hiç çıkmıyor. En sonunda bilgisayarına aktarıyor bu taslağı. Sevgilisi bilgisayarını açtığında bu taslağı onun yazdığını sanıyor ve o da büyüleniyor. Hemen çalıştığı ajansın sahibine göstermesini istiyor. O da zaten kitabı sahiplenip sahiplenmeme konusunda ikilemde ama sevgilisinin bu tavrı onu kitabı sahiplenmeye itiyor. Sonrasında kitabı ajans sahibine gösteriyor, göz atmasını istiyor.


Bu arada filmde üçüncü bir karakter var, bu yaşananları aktaran. Bir bienalde bu bölümleri okuyor roman edasında.

Biraz zaman geçiyor sonrasında Rory sahiplendiği kitabı tamamen unutacakken ajansın sahibi taslağa göz attığını ve inanılmaz bir yapıt olduğunu söylüyor. Temsilcisi olmayı teklif ediyor. Rory bu anın hayaliyle yanıp tutuştuğundan anlaşıyorlar ve olaylar başlıyor. Kitap dünya çapında büyük bir etki uyandırıyor. Muazzam bir popülerlik ve şöhret sağlıyor Rory’e. Bu arada yaşlı bir adamdan (old man) bahsediyor anlatıcı. Rory’i takip eden ve temasta bulunmak isteyen bu yaşlı adam merak uyandıran cinsten. En sonunda bir parkta yan yana oturdukları bankta iletişime geçiyorlar.

Rory başlangıçta sıradan bir hayran zannediyor yaşlı adamı. Yaşlı adam kitabı çok beğendiğini ve kendisinin de hikayeleri olduğunu ve onları da yazabileceğini söylüyor. Oldukça nüktedan ve olgun bir duruşu var yaşlı adamın. Rory omuz silkiyor tabi ki. O kitabı çıkarıp imzalatıyor Rory’e yaşlı adam. Bu arada Rory’de kalem de yok. Oysa yazar ve şairler kalemsiz dolaşmazlar. Kalem onların yegâne silahlarıdır zira. Yaşlı adam kalemi veriyor ve Rory imzalıyor. Rory tam kalkıp gidecekken, yaşlı adam şöyle diyor. Bir hikâyem de şu “Kitap yazıp onu kaybeden bir adamla, o kitabı bulup onunla şöhrete kavuşan sidikli bir veledin hikâyesi”

Rory’de ışık yanıyor tabi. Bakakalıyor. Sonra başlıyor yaşlı adam hikâyeye. Paris’te savaş yıllarında ordudaki görevini, hiç Fransızca bilmediği halde Fransız bir kadına deli gibi âşık olmasını, o kadınla evlenip mutluluğa kavuşmasını. Sonrasında bebeklerinin olmasını ve o bebeğin hasta olup ölmesini bir bir anlatıyor. Bebeklerinin öldüğünden sonra ayrılık aşamasındayken sabaha karşı oturup bir hikâye yazdığını ve iki haftada bitirdiğini söylüyor. Bunu sevdiği kadına verip barışma umuduyla beklediğini vs. Sevgilisi kitaptan etkileniyor ve dönüyor eve. Ama o çantadaki kitabı trende unutuyor ve yine kavga ediyorlar. Bu yüzden de ayrılıyorlar.

Yaşlı adam memleketi Philadelphia’ya döndüğünü söylüyor. Rory şaşkınlığından ne diyeceğini bilemiyor. O gün küfelik olacak kadar içiyor ve sevgilisine bunları söylüyor. Kitabı yazmadığını ve üzerine konduğunu açıklıyor. Yalnız sevgilisi tuhaf bir tepki veriyor burada. Neden böyle bir yalan söyledin diye birdenbire soğuyor deli gibi sevdiği adamdan. Muhtemelen ayrılıyorlar burada.

Bu Rory ve yaşlı adam hikâyesini bienalde anlatan adam, tanınmış şöhretli bir yazar. Genç çekici bir kadın hikâyenin devamını anlatmasını istiyor. Adam da anlatıyor tabi ki.


Rory inanılmaz bir pişmanlık duyuyor. Yaşlı adamı bulup kitabın bütün haklarını ona devredeceğini ve kazandığı bütün parayı ona vereceğini söylüyor. Yaşlı adam reddediyor bunu. Olan oldu artık diyor. Filmdeki en vurucu repliği söylüyor “Hepimiz hayatta seçimler yaparız. Zor olan o seçimlerle yaşamaktır.”

Yakın bir süre sonrasında yaşlı adam ölüyor. Sırrı sonsuza kadar kaybolmasına rağmen Rory kitabı çaldığını açıklıyor. Tabi buraları göstermiyor benim çıkarımım bu. Filmin sonunda Rory ve yaşlı adamın hikâyesini anlatan meşhur yazarın aslında Rory olduğunu anlıyoruz. Sevgilinin onu terk ettiğini ve onu hala sevdiği için çekici bir kadını reddedebildiğini görüyoruz.

Film müthiş bir senaryo örneği. Bir kere içinde Jeremy Irons denen bir gerçek var. Bu adamın ezelden beridir hayranıyımdır. Her filmini izledim. Hatta Damage üzerine eleştiri de yazdığım favori filmimdir. Yaşlı adama öyle bir hayat vermiş ki inanılmaz gerçekten. Zaten diksiyonu ve aksanı dünya çapında meşhurdur. Harika bir karakter oyuncusudur. Yaşlı adamın olduğu sahnelerde ayakta alkışlayasım gelmişti onu.

Diğer detaylar alt metinler ve diyalogların gerçekçiliği ve güzelliğidir. Yaşlı adamın vakurluğu, gün görmüşlüğü, kabullenmişliği değişik boyutlardadır. Bizim eski filmlerde ölüme mahkûm karakterlere piyango vurur da hela yaptırırlar ya hani. Burada tam ona benzemese de kitabını çalan kişinin başına bela olmaması, peşini bırakması insan normlarına aykırı bir durum. Acıları yaşlı adamı resmen âlim yapmış.

Normal şartlarda kitabı çalınan kişinin her yolu deneyip kitabı geri alması gerekmiyor muydu? Kitabını çalan kişiyi mahkeme koridorlarında süründürmesi gerekmiyor muydu? İşte senaryonun güzelliği budur. İntikam için birini kesmeye gitmiyorsun. Let It Go. Bırakıyorsun su akıp yolunu buluyor.


Yalnız bir sahne var ki ağlatmaktan bitap edebilir sizleri. Rory yaşlı adamı bulduğunda, yaşlı adam bir andan söz ediyor. O anı gösteriyor sonra film bize. Philadelphia’da işe giderken otobüste durakta bekleyen sevgilisini gördüğünü söylüyor. Yanında eşi var onun kucağında bebeği var. Kadınla göz göze geldiklerini gösteriyor. Otobüs hareket ediyor ufaktan elini kaldırıyor yaşlı adamın gençliği. Kadın da elini kaldırıyor ve sahne bitiyor. Ulan en taş kalpliyi bile ağlatmaz mı bu sahne?

Filmden anladığım başka bir detay ise şuydu. Günümüz dünyasında birinin eline şöhret olma ihtimali geçerse ne kadar kötü yollarla olsa da, kullanacağıdır. Günümüzde görüyoruz, şöhret için ne şaklabanlıklar yapılıyor. Böyle bir ihtimal siz amatör yazarların başına gelseydi siz de kullanırdınız, kendinizi kandırmayın. Her şey olma ihtimalini ve lambanın sihirli cinini kim reddedebilir ki?

Çok uzattım, güzel bir film. İzlemeden ölmeyin diyorum.

Jeremy Irons babaya da saygılarımı sunup önünde yavaşça eğiliyorum. Çok yaşayasın.

Keyifli seyirler...

2 yorum:

  1. Hiç şüphesiz izleyeceğim
    Film konusunda güzel tercihlerim olmasada sunulan teklifleri red etmem genelde hele hele böyle seneryoyu yaşayarak anlatan bir yazarın değerlendirme metnini okuduktan sonra eğer izlemezsem rahat hissedemem....
    En az şiirleriniz ve düz yazılarınız kadar film değerlendirmelerinde de yeteneklisiniz...

    “Hepimiz hayatta seçimler yaparız. Zor olan o seçimlerle yaşamaktır.”
    Bu cümle için bile izlenir bence bazen doğruyu seçer insan, bazen yanlışı , bazense seçimleri kendi iradesi dışında akışta gerçekleşir değil mi bence Bay Rory için en doğru böyle ifade budur. Umarım herkesin tercih ettiği hayat vazgeçtiği hayata değer:)

    Sanırım bende epeyce uzattım.
    Elinize emeğinize kaleminize sağlık...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim içten görüşleriniz için. Kendi halinde bir şairimsiyim işte. Belki de bu filmi hiç çalıntı ve intihal işlerine bulaşmamış ama hep değersiz şeyler yazmış biri olarak Rory'e benzediğimden bu kadar çok sevdim.

      İyilikler ve güzellikler sizinle olsun :)

      Sil

Lütfen yorumlarınızı bir isim ile paylaşın. İsimsiz yorumlara sadece teşekkür ediyorum.