Binlerce ukde arasında birkaç nükte; yaşanmışlıklar..

7.05.2025

Tüketerek..


Dert üretip, mutluluk tüketiyoruz..

Mutluluk tamamen tükendiğinde yeni ürettiğimiz dertlerimizle hayatımız daha da zorlaşacak. Saçma sapan peri masallarına bel bağlayacağız. Mesela mutluluk, dayanışma, aitlik için değil de menfaat için evleneceğiz. Erkekler yemeği, ütüsü, temizliği yapılsın diye, kadınlar her ihtiyacı karşılansın, maddi zorluk çekmesin diye evlenecek. Birlikte hayata göğüs germek, güzelce çocuk yetiştirmek, aile dayanışması için değil işte. Menfaat için aynı yolda yürümeden, aynı yastıkta kocayamadan ayrılarak.

Mutluluk çok güzel tüketilir, fırından yeni çıkmış çıtır bir ekmek gibi. İçine tereyağını sürdüğünde yedikçe yiyesin gelir. Yarını düşünmeden harcarsın mutluluğu. Yarın aç kalırsın doğal olarak, sağdan soldan dilenirsin ama taşıma suyla değirmen dönmez. Günler gelir geçer ve biriken bayat, hatta küf tutmuş dertlerini kemirirsin. Geleceği düşünmeden yaşıyoruz, çünkü böylesi daha kolay geliyor. Kolay mübahtır diye düşünüyoruz. Herkes edebiyat parçalıyor, yolda bir bavul para bulsam teslim ederim, yok piyango vursa herkese hayır yaparım diye. Ama kazın ayağı öyle değil. Para bulsan üzerine konarsın, hiç kimseye de söylemezsin. Piyango vursa 10 kuruş hayrın dokunmaz kimseye. Ya tutarsa, dua etmez de pazarlık yapar Tanrıyla. Oysa seni yaratan Tanrı senin içini biliyor sana varlık nasip etse nasıl bir buldumcuk olacağını biliyor da ondan vermiyor işte. Zenginlik öyle bir şey değil çünkü. Herkese dağıtırsan dağıttıkların zengin olur sen fakir kalırsın.

Yoklukla hayatı geçenlere 35 yılı devirmiş biri olarak söylüyorum. Nasipten öte köy yoktur. Tırmalayacaksın, çabalayacaksın ama hiçbir şeyin garantisi yok. Ben bu kadar çalıştım, didindim neden zengin olamıyorum diye düşünmeyeceksin. Senin sınavın yoklukmuş arkadaş. Yoklukla sınanmak bence iyi bir şey. Çünkü alacaklı olarak ölüyorsun. Dünyanın bir hayrını görmüyorsun ve ahiretten beklentin oluyor. Ya varlıkla sınansaydın? Hakkını verebilecek miydin? Sabah Paris’te kruvasan yiyip akşam Milano’da şarap içecektin ve fakir insanları böcek olarak görecektin. En kötüsü borçlu olarak gidecektin buralardan. Çünkü o varlığın bir karşılığını ne inanç olarak verebilecektin ne insanlık olarak. Sadece yiyecektin, gezecektin ve içecektin.

Amor Fati diye bir söz var. Kaderini sev demek. Bize yüklenmiş kaderimizi hem sevmeli hem de çekmeliyiz. Hepimizin bir misyonu var, hayatlara dokunuyoruz dolaylı ya da doğrudan. Bir sözümüzle, bir bakışımızla ne reaksiyonlar gerçekleşiyor. Bir hoş seda bırakamasak da bu alemde, arkamızdan küfredilecek kadar kötü olmamalıyız. İşinde, gücünde, dürüst ve iyi niyetle yaşamalıyız.

Ben sadece babamdan aldığım temiz soyadını kirletmemek için yaşıyorum. Keşke herkes temiz bir soyadının ne demek olduğunu bilebilseydi..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.