İyilik, Kötülük, Çevre ve Yalnızlık Hakkında..

"İyiler kaybeder, iyi taraf hep kaybeder; çünkü iyiler adil dövüşür."

Bu hayatta her türlü pisliği yapıp, mazluma bir tekme de sen mi atacaksın? Vicdanı devre dışı mı bırakacaksın? Böyle yaşarsan başarıya, saygınlığa ve statüye erişirsin. Yoksa sen yine iyi insan olup, iğrenç yaşamına devam edebilirsin. İyilik kazandırmıyor, belki bir süre iyi hissediyorsun ama iyi yaşayamıyorsun. Tevazu gösteriyorsun, cahilden nasihat dinliyorsun. Kibar davranıyorsun arkandan alay ediyorlar. Herkes gücün delisi olmuş. Menfaat dünyası burası dedikleri bu kadar doğru olamazdı..

Peki üçüncü bir yol var mı derseniz? İyi ya da kötüyü seçmeyip, yalnızlığı seçersen üçüncü yol bu oluyor. Dünyadaki tek insan senmişsin gibi yaşayacaksın. Sadece nevale almak ve ihtiyaçlarını gidermek için bir iki insan göreceksin. Telefon kullanmayacaksın bir kere. Sana kimsenin ulaşmasına izin vermeyeceksin. Bırak öldü bilsinler seni. Emin ol bir süre sonra huzurun yerine gelecek. Çünkü insan aynı zamanda haset, kibir, iftira, bencil duygu yığınlarından oluşur. Çoğunlukla bu böyle. İnsanları hayatından çıkaracağın için bu tür berbat duygularla karşılaşmayacaksın. İnançlı biriysen ibadetini yaparsın bu süreçte, inançsızsan da kafa dinlersin. Ama sorunlar ortadan kalkar önemli olan da bu zaten..

Zirvede her yer sessiz olur. Dip ise tam bir cehennem çukuru. Öyle gürültülü ki buralar, bu kaos ömrümüzü kısaltıyor sanki. İşçisin azar işitirsin, evlisin eşinden azar işitirsin, bir toplu taşımaya binersin sözlü tacizler bağırışlar. Huzur hiçbir yerde yok. Nereye kaçsam diyorsun da dünya böyle. Issız bir yer bulup orada yalnızlığınla baş başa kafa boşaltacaksın. Bazıları başarıyor bunu. İşte onlara çok imreniyorum..

Suça bulaşmak çok kolay bu ortamda. İzlediğimiz abuk sabuk mafya içerikleri, ihtiraslı, aldatmalı o pislik içerikler yok mu? Herkes saraylarda, yalılarda yaşıyor ya hani. Herkesin özel sekreteri, bahçıvanı, şoförü oluyor ya hani. Bir toplumu bozmak istiyorsanız televizyondan daha güzel bir icat mı vardır? İster direkt, ister subliminal milletin beynine nakşediyorlar çirkinliği. Sonra ne oluyor biliyor musunuz? Ufak bir sürtüşme oldu diyelim adamlar adam toplayıp mekan basmaya gidiyorlar. İzledikleri dizide gördüklerini uyguluyorlar. Bunlar çoğaltılabilir tabi ki. Ahlaksızlığı öven, hırsızlığı sahiplenen sadece reyting için çıldıran bu kodamanlar tüm dünyada medeniyetin içini boşaltıyor. Barbarlığa geri dönüyoruz yıl 2023. O yüzden yalnız kalacaksın bir şekilde, internetmiş televizyonmuş boş vereceksin. Müziğini dinleyeceksin, yazını yazacaksın, bir şeyle uğraşacaksın. İçinde insan olmayacak..

Yıllardır yazıyorum, belki bir miktar geliştirmişimdir kendimi. Sadece şunu öğrendim bu okuduklarımdan ve yazdıklarımdan. O da şu. Çevre için yaşıyorsun arkadaş. Sadece çevre için yaşıyorsun. Ona göre giyinip, ona göre davranıp, ona göre konuşuyorsun. Ama bunun farkında değilsin henüz. Farkına vardığında birden olgunlaşacaksın. Sen kendini özgür sanıyorsun ama çevren izin verdiği kadar özgürsün. Yani özgür değilsin bir tasma takılmış görünmez. Çevreye göre yaşamamak gerekiyor. Kendi mutluluğun için çevreyi bir köşeye fırlatman gerekiyor. Öğrendim ve bunu kabullendim. Gücüm olsa ikinci paragrafta yazdığım gibi yalnız ve sadece kendim için yaşardım. Ama mümkün gözükmüyor. İntihar edenler sadece çevre yüzünden intihar ediyor. Başaramama, terk edilme, dışlanma korkularından. Beğenilmemek, görülmemek, işitilmemek, anlaşılmamak hep çevreye odaklı. Çevreye kaynaklanmışız. Bu yüzden acı çekip, hayatımızı bitiriyoruz ya da sürünüyoruz..

Bu kadar şiir ve deneme yazdım. Hepsi hiç aslında. Hepsi insanlar ve çevre içindi. Asıl istediklerimi ve asıl içimdekileri hiç yazmadım, yazamadım ki. İçimdekileri yazsam başıma gelmeyen kalmayacak çünkü biliyorum. Çoğunluk içindekileri birebir dökse rahat bırakmazlar ki..

Bu kaosta devrimizi tamamlıyoruz. Bir gerçektir ki çoğumuz yaşayamadan ölüyoruz..