Buralarda mümkün olmayan durumlar vardır. Bazı topraklarda bazı çiçekler açmaz. Kutupta yağış olmaz mesela, buz cehennemini kurak bir havada yaşarsın. İmkânlar vardır, imkânsızlıklar vardır. Olmayacak dualara âmin dememek adettendir. Aslında olmayacak bir dua yoktur yaratanın ol demesine bakar da biz gerçekçiyiz çoğunlukla. Limiti olan canlılarız, belirli bir noktamız var geçemeyeceğimiz. Kırmızıçizgi dedikleri budur işte. Kendimizi bir noktaya gelince aşamayız. Eşiği geçemeyiz. Deveye hendek atlatmak inanın daha kolaydır.
Müsait bir durum sorguluyoruz. Minibüs şoförüne ineceğimiz yeri “Müsait bir yerde inebilir miyiz” şeklinde söylüyoruz. Oysa “Işıklarda inebilir miyim” veya “Durakta inebilir miyim” de diyebilirdik. Kimse veya hiçbir ortam müsait olmadığı için müsait durumları sorguluyoruz. Sevdiğin insana vakit ayırmak, vakit yaratmak oldukça önemlidir. Çünkü diğer insanlardan bir farkı olmalıdır. Alelade birileri midir sevdiklerimiz?
Namüsait bir durumda seviyorsun bazen. Ne o, ne sen müsait oluyorsun. Otobanın sol şeridinde inmek zorunda kaldığın durumlar oluyor. Dağın başında, uçurumun kıyısında, bir viyadükte, bir köprüde inmek hâsıl oluyor bazen. Zamanlama çok tuhaf bir şey. Geçen gün Göztepe’de bir sokaktan geçtim ve 5-10 dakika önce bir ağacın yola devrildiğini öğrendim. Her zaman geçtiğim bir güzergâhtı. Yoğun rüzgâra dayanamayan bir ağaç devrilip bütün yolu kapatmıştı. Ne kimsenin canına bir şey olmuştu ne de malına. Diyeceğim şudur ki zamanlamayı ölümlüler tutturamaz.
Kusursuzu istiyorsun, doğal olarak bulamıyorsun. Ne krallıklar kaldı, ne sultanlıklar. Kimse prenses, kimse prens değil. İngiltere kralı, İspanya kralı falan diyeceksiniz de onların bir işlevi yok, sadece bir müze gibi, tarihi yaşatmak onlarınki. Müsait durum yok anlayacağınız, herkes bir kavga veriyor hayatla. Namüsaitiz.
Namüsait durumlara alışmak zorundayız..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Lütfen yorumlarınızı bir isim ile paylaşın. İsimsiz yorumlara sadece teşekkür ediyorum.