Binlerce ukde arasında birkaç nükte; yaşanmışlıklar..

12.04.2025

Bir Tetik Misali..


Nefesini tuttuğunda her şey duracak
Verdiğinde eskisi gibi olmayacak.

Basit olan zorlaşır buralarda.
Sahte olan sıradanlaşır.
Bir gördüğünü bir daha görmeden
Bir sokaktan bir daha geçmeden.
Hep kısa çöp çekilir.

Kör bir bıçak gibi
Kesmez duyguların yaşananları.
Ömrün problemleri biter mi ki?
Nasıl tahmin edebilirsin olacakları?

Gri gökyüzünün altında
Kâtipler omuzlarında
İsrafil’in nefesi ummadığın anda
Bir tetik misali çekilidir hayat
Başlayacak bırakıldığında..





5.04.2025

Gelsen Ya..


Gelsen ya yine
Kurtarsan beni sensizlikten
Susuzluktan, sevgisizlikten
Kessen ipimi
Tutsan elimi.

Gelsen ya yine
Sabahın ilk ışıklarıyla
Bir yağmur bulutuyla
Yağsan üstüme
Dönsem dünüme.

Gelsen ya yine
Bir darılıp barışsak
Saatlerce konuşup bakışsak
Yarını düşünmeden
Bugünü kaybetmeden...





3.04.2025

Anlatamıyorum..


Çocukluğunda dünya masum geliyor sana. Kimsenin içinde kötü niyet ve kayıtsızlık görmüyorsun. Çünkü herkesi çocuk sanıyorsun. En azından insanlar o çocuk ruhu unutmamıştır zannediyorsun. Geçmişe özlemin bundan. Yılların getirdiği çamurun o temiz suyu bulandırdığını anlayıp hiçbir şey yapamadığımızda kaybettik biz. Su kirlendi, özümüz çirkinleşti. Sınıflar atladık, milyonlarca kişinin üstünden ve dünyanın 10’da 9’una caka sattık. Süslendik, püslendik ve insanlığımızı çıkarttık üzerimizden. İnancımız zayıfladı, inancımız hastalandı ve iyileştirmedik onu bile isteye.

Bu dünyanın çivisi yıllar önce çıkmış meğer. Dünya ölmüş ve herkes üzerine toprak atarak çöpten dağa çevirmişiz onu. Tanrı’nın hepimize biçtiği rollere bakın. Ben şu an bu satırları yazarken, kimler dünyanın en büyük acılarını yaşıyordur? Kimler ağlıyordur? Kimler vazgeçme aşamasında bir binanın penceresinde son sigarasını içiyordur?

Hayatınız kendinize biliyorum. Ne yapıp ne yapmıyorsanız hepsi hissenize. Biliyorum böyle gelmiş böyle gidecek. Diğerleri diye dışladıklarınızı, hayalet yerine koyduklarınızı hiçbir zaman fark etmeyeceksiniz. Size her şey altın tepside sunuldu. Sizin sınavınız varlık oldu. Ama sizin dışınızda dünyanın tamamı bir kavga vermekte, cenk etmekte. Ekmek parası uğruna sürünüp, süründürülmekte. Bir görseydiniz şu çilekeşleri. Bir görseydiniz, çünkü onlar yaşamazlar, sadece çalışırlar. Tek dertleri bugünü atlatmaktır. Zira yarınlar hep daha zor olacaktır onlar için.

27.03.2025

Ben Yaşadım..


Ben yaşadım.
Gördüm, tattım, dokundum, işittim
Karşı mahallede bir araba dayak yedim
Ve komşu kızını sevdim.

Ben yaşadım.
Evvel bir zaman içinde
Unutulacağımı bile bile
Bir buz parçası gibi çöl ikliminde

Ben yaşadım.
Çocukken babamın çakmak cebinde
Yetişkinken 5 metrekarelik bir kafeste
Şefkatin ırağında, hasretin kanadında.

Ben yaşadım.
Sınav kağıdını boş bırakarak
Hıçkıra hıçkıra ağlayarak
İstemsiz nefes alarak ve utanarak.

Ben yaşadım
140 mevsim değişti
420 ay geçti.
Ve beklenenler hiç gelmedi.

Ben yaşadım
Işığa örttüm perdemi
Geçmişe yonttum düşüncemi
Taşa oydum benliğimi.

Ben yaşadım
Kimse varlığımı görmedi.
Ben öldüm
Kimse yokluğumu fark etmedi.





24.03.2025

Ah Bir Olsa..


Bir çizgide gitmiyor işte. Keşke gitseydi.

Bir göz kırpışı mutluluklar hiç olmasaydı. Hep kötü seyretmiş olsaydı alışmıştım çünkü. Olacakken olmaması insanın yaşama sevincini öyle çökertiyor ki. Ülkenin geldiği noktaya söyleyecek sözüm yok, kendi canımın derdine düşmüşüm. “Nabıcaz be Kamil?” modundayım. Bugün bitse hayatım sadece teşekkür ederim. İşte hayat, omuzlarına filler yükleyen hayat artık bir bitsen mi?

Her şeyin bir sebebi vardır biliyorum. Sadece o sebebi bulabilseydim diyorum. Sonunun belirsiz olması heyecan vermiyor. Ben hep daha önceden izlediğim filmleri izlerim sonunu bildiğimden. Bu belirsizlik, bu anadan üryan çıplaklığım, başıma nelerin geleceğini bilememem beni çıldırtacak. Gerçekten hiçliğe karışacağımı bilsem ölüm ağrısını tüm şiddetiyle karşıma alırdım.

Bu dünya boktan da değersiz bir yer. Herkes maddeye tapıyor, insanlık, vicdan kalmamış. Teker dönsün, dişliler çalışsın, sistem işlesin de herkes bok içinde yüzmeye devam etsin. O pahalı parfümler koklansın, ev tapuları, araba ruhsatları biriksin yaşayın gitsin.

Kimseye artık diyecek bir sözüm yok. Sadece bir siktirip gidebilsem bu âlemden bir an önce. Zamansızlığa yol alsam, yanacaksam yansam, hükmüm kesinleşse. Allah biliyor ya dermanım yok, gidonu bırakmışım yokuş aşağı giderken. Bir kaçabilsem buralardan. Bir isimsiz mezarım olsa. Ah bir olsa..

17.03.2025

Ve Işık Kırılır..



Seçim yapılır

Işık kırılır, ses dağılır

Gurbete behemehal dalıştır bu

Yalandan gerçeğe

Yanlıştan doğruya

Gidene müselsel itiştir bu

Nefse zincirli kilidi kırıp

Nefesini bırakıştır bu..



13.03.2025

Elim Bir Süreç..


Herkes gider sen kalırsın derler ya. O aşamadayım galiba. Bir yazımda bahsetmiştim bu ihtimalden ve hayat sonunda beni tek başıma ormanda bırakmak üzere. Nasıl olacak, nasıl olacağım?

Kimseye sitemim yok, yalnızlığım benim sorunum oldu çünkü. Ben kendimi yalnızlığa zincirledim. İki başarısız intihar denemesinden sonra bir daha denememeye yemin etmiştim. Ben kendi isteğimle gitmeyeceğim buralardan, kendime direkt ölümcül bir kötülük yapmasam da, sağlıksız beslenerek, sigara içerek hayat süremi kısaltmaya çalışacağım.

İşyerindeyken bütün mahalle uyurken gecenin 3’ünde ağlama krizine girdiğimi siz okuyanlar hariç kimse bilmeyecek. Ölüm Allah’ın emri, ben babama son 20 yıl da olsa doydum. Bunun için şükrediyorum. Babamla çok iyi ikili olduk, yoldaş gibiydik. Şimdi sadece Tanrı’ya babama çektirmemesi için dua edebilirim. O melek gibi bir insan, bugüne kadar verdiği sadakalar sayesinde dimdik ayakta durdu. Kimseye muhtaç olmadı ve bizi de muhtaç etmedi. Tanıdığı herkese bir iyiliği dokunmuştur.

12.03.2025

Kimse Bilmeyecek..


İlerliyorum ve dikiz aynasında küçülüyorsun.
Geride yaşanmışlıklardan çok yaşanmamışlıklar
Öyle ki tozlanacak tavan arasında hatıralar.
Ve bir palyaço ağlayacak maskesinin altından.

İstemsiz bir sorumluluk olan hayatım
Beni kim bilir nereye sürükleyecek.
Durmak istesem durdurmayacak
Dönmek istesem döndürmeyecek...

Mesele içimdeki kimsesizlik
Mesele nefesimdeki sensizlik.
İşte bunu,
Kimse duymayacak
Kimse bilmeyecek...





9.03.2025

Olmayan Ne Varsa..


Bir gün görüşürüz yeniden
Hikayemiz sürer bitti derken
Toprağa cemre düşer de vakit erken
Bir gün güneşi uyandırırız.
Bir daha da uyutmayız.

Bir gün 17’mizde tekrar buluşuruz.
Dünyayı müsait bir yerde durdururuz.
Göz göze, diz dize oturur
Olmayan ne varsa oldururuz...



6.03.2025

Yenildim..


Yenildim hiç hesapta yokken
Yüksekten manzaraya bakarken
Tek pare top atışı yetti duvarların yıkılmasına
Düştü şehir, yangın içinde akşamına.

Yenildim zamanın böylesine.
Kibirli devlerin o cüssesine.
Karıştım
Saten çarşaflardan kayarcasına hiçliğe.
Övgüler dizerek deliliğe.

Yenildim bir hafif rüzgâra
Ve uçurdu attı beni uçurumlara
Düşerken anladım bu âlemi
Siyaha araladım perdemi.

Yenildim ateşe mumdan kayığımla.
Yenildim yokluğa zerreden varlığımla.
Yenildim ve birdendir tükendim..





3.03.2025

Dönsen Bile..


Dönmek mümkün mü artık?

Ne sen aynı sen, ne ben aynı ben. Ben sana gelsem, sen bana dönsen dünyalar kadar farklıyız artık. En yabancı birinden daha yabancısın bana, yabancıyım sana. O yıllara dönebilmek mesele. O toylukta, o saflıkta buluşabilmek. İlk kez hissettiğimiz duyguları yeniden yaşayabilmek. Sen başka bir tarafa bakarken bütün mimiklerini izleyebilmek mesele. İnsan 25’inde ölür 75’inde gömülür demiş ya Tarkovski. Benim ölümümün üzerinden 10 sene geçmiş. Hep o ana dönme istemiyle öldüm ben. Nietzche gibi halüsinasyonlar içinde öldüm. Olmaz ya hani Tanrı cennetinde yer verse sadece o anda kalabilmek isterdim..

Bir kıvılcım yakalamışsanız bırakın yangına dönüşsün. Sevdiğinize sudan sebeplerle sırt dönmeyin, onu küstürmeyin, onu soğutmayın. Her zaman aşkınızı muhafaza edin ve hep ateşi harlayın. Zor zamanları birlikte atlatın. Dünyayı tek başınıza sırtlamaya çalışmayın. “Dönsen bile bulamazsın beni bende” Pişmanlıklar sizi ağacı kemiren kurt misali yaşlandıracaktır. Kırılan cam bardağı kırılmadan önceki haline getiremezsiniz. O yüzden bilinçli olun, birbirinize iyi gelmeye çalışın. Kimse kalmasa da etrafınızda sırt verebileceğiniz tek kişinin o olduğunu hissettirin birbirinize. Hayat yalnızlara o kadar ağır geliyor ki. Yıllarınızı inat ederek, ego içinde tüketmeyin..

28.02.2025

Aleni..


Ben bir çanın altında kör ve sağır
Görmeden duymadan severim seni
Düğümlenirken içim kahır kahır
Bilmeden bulmadan fikrim çözeni

İsyan etmem kaderimdir çekerim
Düşman olmam ederimdir değerim
Yarım kalmam anidendir biterim.
İçmeden sarhoşum böyle aleni





24.02.2025

"Ol" Diyecek Olacak..


“Rabbin sana istediklerini verecek, sen de râzı olacaksın.”

Duha/5


Göğsümüzün içini o görüyor sonuçta. Nelere meyledip, nelerden caydığımızı o biliyor. Senin en gizli sırlarına, utançlarına, arzularına o hâkim. İşte o yüzden hayatını zorlama, olmadık şeylere diretme. Olacağı varsa bir kuş kanat çırpsa olacaktır. Olmayacaksa yer yarılsa da olmayacaktır. Bugün çoğu şey yolunda gitmiyorsa bir sebebi vardır bilmediğin. İnsanoğlu her şeye vakıf olabilir mi hiç? Yaşamadan tecrübe edip, ders alabilir mi? Öleceğimiz güne dek rızkımız hep ondan olacak. Bazen ondan uzaklaşsak da hep o bizimle olacak. Tohumları ektiğin zamanlar bellidir, hasat ettiğin zamanlar bellidir. Sen duanı et, şükret ötesini ona bırak. Bazen kıtlık olacak, bazen bolluk. Her şeyin tastamam olsaydı kibirlenmez miydin? Dilediklerin zamanı geldiğinde onun "ol" demesiyle gerçekleşecek. Yeter ki sen inancını zayıflatma.

“Şüphesiz Rabbin her an gözetlemektedir.”

Fecr/14


Yerin metrelerce altında da olsan, atmosferin üstünde de olsan o görür. Habis bir plan içindeysen de âlâ bir sürpriz içindeysen de bilir. Oysa biz sevmediğimiz insanların kuyusunu kazıyoruz. Başkalarına kötülüyoruz. Görmezden gelmek, tepkisiz kalmak dayanılmaz geliyor. Kolay gözüken yolu güzel yol sanıyoruz. Hedefimiz sadece uyuyup, uyanmak, maddeye sarılmak. Materyale ulaşmak için engel gördüklerimizi harcamak. Herkes birbirini sevmek zorunda değil, fakat herkes birbirine köstek olmak zorunda da değil. Olacaksa hayırlısı olsun diyeceksin. Olmuşsa hayırlı olsun diyeceksin. Sonra kendi yolunda yürümeye devam edeceksin. Kanını zehirleyen düşüncelerden kurtulacaksın.

23.02.2025

Fark Etmemişim..


Fark etmemişim günlerin kısaldığını.
İyiliğin azaldığını, kötülüğün arttığını.
Geçmişin sırtımda kıymık misali saplı kaldığını.
Fark etmemişim..

Sabah değil de bunca senedir,
Akşamüstü uyandığımı fark etmemişim.
Yalnızlığımı ve bezginliğimi hiç bu kadar
Fark etmemişim.

Hissizliğimi, suskunluğumu
Körlüğümü, mutsuzluğumu
Mevta misali solgunluğumu
Fark etmemişim.

Uzakken bir uçurum gönülden
Susuzken daha bir kuru gülden.
Kaçarken suçlu gibi günden geceden
Yolun sonuymuş fark etmemişim...





18.02.2025

Değişememek..


Dünya değişmez, düşünceler değişmedikçe...

Biz değişemeyiz ahali. Biz hiçbir zaman değişemeyiz çünkü insanız. Bir limitimiz ve eşiğimiz var. Bunlar dayanma limiti ve vazgeçme eşiği. Çok zor bir durumda kaldığında dayanmıyorsun. Seni birinin kurtarmasını bekliyorsun. Bazen de cezbedici bir duruma kapılıp gidiyorsun. Rüşvet yemek, bir ürüne fahiş fiyat çekmek, dolandırmak gibi. Vazgeçiyorsun iyi insan olmaktan. Sözde müslüman kalıyorsun ama özde inancından sapıyorsun. Biz değişemeyiz çünkü kusurlarımızı örtecek bir perde yok. Doğruyu sapasağlam muhafaza edecek kasalarımız yok. Günlük hayatın hazlarıyla sahte doyum yaşamaktan ileriye gidemeyeceğiz. Ruhumuz hep aç olacak, hayırsız şeylere ömür bağlayacağız. Şekilden şekle girip en sonunda amorf bir hal alacağız.

Oksijenle temas eden her şey bozulur. Biz insanlık da buna dahiliz. En rahat yaşam standartlarını düşledikçe ve ona ulaşma hırsıyla yaşama nedenimizi unuttuk gitti. En pahalı eve ve arabaya sahip olma hevesi. En güçlü, en güzel eşe ait olma hevesi. Kolay para kazanma, kolay harcama düşüncesi. Herkesin amacı dünya olmuş. Dünyayı kurtarayım da gerisi önemli değilmiş. Yüzlerce yıllık bir ömrün olsaydı bu doğruydu. Ama yüz yıl bile yaşayamayan milyarlarca insan varken ömrünü adadığın yalan dünyaya dön bir bak. Sen hayatını yüksek standartta yaşıyorsun tamam, ama sokaklarda yaşayan bir ekmeğe muhtaç bir kişi gibi 2 metrekarelik mezara gireceksin sonunda. Ölüm, şartları eşitleyecek. İşte bu gerçeği bize unutturmuşlar. Ya da biz unutmaya çoktan razıydık.

15.02.2025

Sonrası Olmaz..


Sonrası olmaz bazen
Bir köşeden dönersin de karşında çıkmaz.
Başlarsın da asla bitmez.
Ve sonrası olmaz sensizliğin.
Çünkü ben kalmam.

Umutsuz uyanıp da akşama adımlarken
Sonrası olmaz mutsuzluğun.
Simsiyah düşüncelerdeysen
Sonrası olmaz karamsarlığın.
Çünkü renksizdir yalnızlığın.

Sonrası olmaz kırılmanın.
Kimsesizliğin cılız aleviyle ısınmanın.
Ve sonrası olmaz
Karşıdan gelen farla aydınlanmanın.

Camdan evinden taş attıysan
Sonrası olmaz.
Düşlerini toplayıp yaktıysan
Sonrası olmaz.

Ve sonrası olmaz vedaların.
Sırası gelmez vefaların...





11.02.2025

Gün Olur..


Bazen toparlayıp, hep dağılmak
Bazen hatırlanıp, hep unutulmak.
Hicrana yenik içindeki sevincin.
Ve birden bitecek dünya gezintin.

Gün olur beyaz sayfalar sararır
Gün olur gümüş eller kararır
Utanırsın eylemsizliğinden
Gün olur çıkamazsın bir yaz gecesinden

Kalanlar da birer ikişer giderler
Zaten burada hep gideni severler
Bir düğüm çözsen bu kördüğümden
Yüzlercesi eklenir kendiliğinden





7.02.2025

Düşlem..


Masum yere tutukludur halim
Üfürüp de sigaramı,
Savururum hürriyetime.
Geçmiş gelmez bilirim
Ben yalnız seni düşlerim

Mutsuz günlerin içindedir mutluluk
Son dersin de başlar sonsuzluk
Güzden baharadır bu yolculuk
Sızlanarak bitmez bilirim
Ben yine seni düşlerim..


 


4.02.2025

Kelimeler ve Gerçekler..

Kelimelerle anlatılmayacak gerçeklere yürüdüm yokluğunda, yalnız..

Müflis tüccar misali eski defterleri karıştırırken 2012'de yazdığım bir yazının giriş cümlesini buldum. 13 sene önce yani 22 yaşında yazdığım bu cümleye hayret ettim. Ne düşünüp de yazmıştım bunu, hangi gecenin uykusuzluğu sırasında yazılmıştı bu? 22 yaşındaki benin o kadar sıkıntısı var mıydı? 2011 yılının Kasım'ı 21 gün hastanede yattıktan sonra ruh durumum nasıldı? O dönemler sabah ezanına kadar uyumama gibi bir problemim vardı hatırlıyorum. Zaten uyuyamamak ve her daim düşünmek hasta etmişti beni.

Hey gidi hey, 13 yıl sonrasına baktığında bir arpa yol alamaman nasıl hissettirecek seni, ben? Bundan 13 yıl sonra 35 yaşında yazdığım yazılar da 48 yaşındaki beni şaşırtacaktır, yaşayabilirse. Zamanı durduramıyorsun. 

Kelimelerle anlatılmayacak o gerçeklere hala yürüyorum. Hala yalnız. Fark nedir diye soracak olursan sakallarıma düşen beyazlar ve 2 adet şiir kitabı diyebilirim. Siyah sadece koyu griye açılmıştır sanırım. 35 yaşındaki ben 22 yaşındaki bene hasretle bakıyor. O zamanlar keşke kendini eve kapatmasaydın. 2012 yılında asgari ücret 701 lira, ekmek 50 kuruşmuş. O günleri nasıl bu kadar kolay harcadın be? 

48 yaşına gelebilirsen bu yazıyı oku. Asgari ücret ve ekmek fiyatıyla kıyasla. Büyük değişimler olacak. Çünkü bu süre zarfında yaşarsan babanı kaybetmiş olacaksın. Her şeyi değiştirecek kadar büyük bir olaydır bu senin için. Umarım aşabilirsin.

Eylemsizlik..


Seni hatırında kalanlar eritiyor belli ki. Hayatın boyunca hatırlamadığın olaylar bir anda aklına geliyor. Akıl boştaysa neler hatırlayacaksın daha bilemezsin. O yüzden aklının sürekli meşgul olması lazım. Çünkü hatırladığın her ne ise iyi de olsa kötü de olsa acıtacaktır. Zira o hatırladığın güzel anın bir daha yaşanmayacağını biliyorsan öyle acıtacaktır ki.

İnsan 10 bin parçalık bir yapboz oluşturmaya çalışıyor hayatı boyunca. Sayılı kişiler bu başarıya nail olabiliyor. Yapbozu eksiksiz bitirdiğinde tertemiz gidiyorsun buralardan. Ölümsüzleşiyorsun ve hiçbir borcun kalmıyor kimseye. Hesabını alnın açık veriyorsun. Kendime yormam gerekirse ben bu 10 bin parçalık yapbozun 100 parçasını ancak tamamlamışımdır. Gerek yaptıklarım gerek yapmadıklarımla öyle eksiğim ki, deniz derya benim olsa tamamlanmaz içimdeki boşluk. Beyhude gelmişim 35 yaşına. Önümde ne kadar yıl kalmış bilinmez, yaşlandıkça aklım daha da bulanıklaşacak. Yani bu yaşıma kadar bir şeyleri başaramamış, hep geç kalmışsam. Bu yaşıma kadar Oblomov gibi tembel takılmışsam. 60 sene daha yaşasam nedir ki? Böyle gelmiş böyle gidecektir. Bir gün ağırlığın ucundan tutacağım, bir gün boylu boyunca yatacağım. İki ileri bir geri ömür tükenecek. Sıfıra sıfır elde var sıfır. Dünyayı kurtarmak bir yana hesabımı nasıl vereceğim? Bir şey yapmamak da günahtır arkadaşlar. Bir eylemde bulunmamak, hep izlemek. Bu günahtır. Bir bitkinin bile görevleri varken, hayvanlar ekosisteme harfiyen uyarken. En bilge, en üstün canlı olan insan bir taş misali eylemsiz kalamaz. Bunun bir yaptırımı yok mudur? Öyle bir vardır ki.

1.02.2025

Kalan Vakitler..


Bir müddet çalışıyorum
Bir müddet uyuyorum
Kalan vakitlerde
Üsküdar’dan karşı yakayı izliyorum.
Karaköy’den bir vapur gelecek
Ve içinde sen olacaksın sanki.

Yüzüm eskiyor kaldırımlar gibi
Ve yeniden gençleşmek mümkün değilmiş
Ateşi yakabilsem büyüyecek de
Rüzgâr yakmamakta inatçı gibi.

Bulutsuz günlerde sürgün.
Fırtınalı günlerde özgürdüm.
Boşa geçmiş onca senenin içinde
Yalanı da doğruyu da gördüm.
Ve eşiğin altından giren soğuk karşısında
Hasretten yorganlar örtündüm.

Üsküdar’dan karşı yakayı izliyorum.
Deniz eflatun, etraf sükûn
İskeleye bir vapur yanaşıyor.
Bir müddet çalışıyorum
Bir müddet uyuyorum...





26.01.2025

Limit Aşımı..


Şiirmiş, şarkıymış her şey angarya gibi. Şiir yazarak kendimi tüketiyorum, müzik dinleyerek zamanı. Şiirlerim on para etmiyor. Çünkü hiç geliştiremedim kendimi. Yazacak bir şey de kalmadı zaten. Neleri yazmadım ki? Yolların yürüyerek aşınmadığı doğrudur. Ama yaza yaza beynim aşınıyor artık. Özlemlerimi, aşklarımı, adaletsizliği, kahpeliği, memleketin hallerini yazmaktan sıkıldım sanırım. Boş bir mezar bulsam içine girecek kadar yoruldum.

Sizi düşünüyorum arkadaşlar. O kadar çok düşünüyorum ki yürüyemiyorum yolda. Yaptıklarımı ve elde ettiklerimi kıyasladığımda nasıl batmadığıma şaşırıyorum. İflastan iflasa koştuğum halde nasıl yaşıyorum? Tertemiz delirip, ortadan kaybolabilsem ya.

20.01.2025

Sona Girizgah Yazmak..


Nasıldır bilmem aklım karışık
Nedendir bu yarım kalmışlık
Büyüdüğümde edindiğim o lanetlerden mi
Oysa çocukken sıyrılan tabaklar var mazide
Çünkü inanmak var masallara
Melekler ağlatılmaz ya hani.

Madde buçuk, mana çeyrek buralarda
Paketin yarısı hava
Aşkın yarısı cıva
Ve insanlık etmez para

Gözlerini kaçırsan da çirkinlik bu.
Dünya çirkin ve yanılıyorsun
Hiçbir zaman kuğu olmayacak.

Beni ezip geçen ne varsa
Herkes ona ezilecek.
Kimi ona zaman diyecek
Kimi ecel.

Velhasıl bizim her şeyden önce
Vicdanımız yarımdır
Ruhumuz çolaktır
Ve sona girizgah yazılmaz bilirsin
Çünkü gereksiz bir virgülle yarım kalacaktır...





18.01.2025

Yeme Bizi Borges..


Eğer yeniden başlayabilsen yaşamaya.
Hiç hata yapmazdın Borges
Kusursuz olmaya çalışır, yüzükoyun yatardın
Suratsızın teki olurdun ne neşelisi
Her şeyi çok ciddi yapardın...

Çünkü hatalar bizi özgürleştirmez sadece yaralar. Kapanmayan soyuldukça kanayan yaralar. Hatanın ne demek olduğunu bilsen hata yapmaya utanırdın. Hataların seni yaşlandıran en önemli faktördür. Çünkü onları kotarmaya çalıştıkça ömrün eriyip gitmiştir. Kusursuz olamazsın ama kusurlarını minimize edebilirdin. Ne kadar az kusurlu olursan o kadar vicdanın rahat toz olurdun buralardan. Sahtekar, hain, düzenbaz insanlığa karşı neşeli olamazdın. Buzdan bakışlarla yargılardın onları Borges yeme bizi. Her işinde ciddi olurdun, rahat olamazdın. Zira o ciddiyetin seni alaylardan, eziklemelerden muaf tutardı. İnsanlar senin ciddiyetinden çekinir sana yanlış yapmaya kalkışmazlardı.

Hayalperestsin Borges. Dünyaya bir daha gelsen ilkinden de sıkıcı bir hayatın olurdu. Ama en azından buna benzer bir şiir yazmazdın. Belki 40’ında ölürdün bu sefer. Velhasıl gerçeği kavrayarak göçerdin buralardan. Romantikliğin lüzumu yok.

15.01.2025

Müebbet..


Biliyorum beni var etmeye yoksun.
Biliyorum olsaydın da yok olurdum
Çünkü geceler kül doluydu, gündüzler is.
Çünkü ne kadar beklediysem açılmadı sis.

Avuçlarım kararmış, gözlerim sararmış
Şakağıma hasretin buzdan namlusu dayanmış.
Yer üstünde olup da boğulmuş gibiyim
İnsanlığımdan müebbet kovulmuş gibiyim

Hayatım delik bir küfenin içinde sırtımda
Ahlar vahlar içinde her şey büsbütün aklımda
Yorulmuşum yolun yarısındayken
Tam da Mart’ın son haftasındayken...





12.01.2025

Sen Herkes Olma..


Hayatının sonuna kadar öğrenmek devam eder. Son nefesini verirken ölüm meleğinin neye benzediğini öğrenirsin mesela. Ama asıl mesele orta yaşta öğrendiklerindir. Bencilliğin, çıkarcılığın, manipülasyonun, yalancılığın ne iğrenç bir şey olduğunu öğrenmek mesele. Sağduyuyu kaç yaşında öğrendin ya da hala öğrenemedin mi? Tevazuyu ne zaman öğrendin ya da öğrenemedin mi? Mesele bunlar işte, topluma ve bireye saygı duyarak, çıkıntı olmayarak yaşamak. Bunları öğrenmeden ölürsen, boşa yaşamış oluyorsun. Ardından sayıp sövüyorlar, mezarına bir avuç toprak atmak dahi zul geliyor onlara. İşte böyle, sen herkes olma..

Onlardan farkın yanlışı doğruya tercih etmemen olacaktır. Hayvanlar bile başları sevildiğinde nasıl sırnaşıp daha da sevdirme çabasında oluyorsa. Sana iyilik edeni, sana kötülük edene kadar koru ve kolla. İyi niyetini ona emanet et, ihanet ederse geri al. Şu oyun tahtasında bir üfürüşlük nefesimiz var ya hani. Oyunu kurallarına uygun oyna. Kötülük vasiyetin olmasın. Şerefin, onurun, güzelliğin miras kalsın geriye. Hepimiz eninde sonunda unutulacağız ama hatırladığın kadarıyla iyi hatırlan. Sen herkes olma..

11.01.2025

Mükedder..


Evvelden bahsedecek kadar değilim geçkin
Şu an doğmuşum, şimdi yaşıyorum
Yaşıyorum demişken afaki
Sadece hayatta kalıyorum.

Büyük iddialarım yok, hayallerim de.
Kimseye bir şey vadetmiyorum.
Biçimsiz bir surette hep gölgede
Her şeyden geçtim, geçiyorum.

Var mıdır nedenim, yok mudur benliğim
Gönlüm bir taşmış aheste kırıyorum
Mükedder halimdir düşerken seyrettiğim
İğneden bir döşekte yatıyorum.

Mevsim bekler dal yeşermek için
Bir kara kışta ömür dolduruyorum
Çöl geçip de bir tatlı su için
Mayhoş bir zehir içtim, içiyorum..





7.01.2025

Yalnızlık..


I.

Söyle efendi, söyle
Yalnızlığın dibi var mı
Herkes birer birer kaçtı da benden
Tek sigaramın dumanı kaçmadı penceremden
Evimde hep bir kar sessizliği
Ve isli duvarlarımda yazdan kalma sinek cesetleri.
Koltuğumda kirli elbiseler.
Küllüğümde tepeleme izmaritler
Söyle efendi
Yalnızlığın dibi var mı?


II.

Yalnızlığın dibi, şişenin içi
Ve şişenin dibinden sekemedim
Çıkartamadım ondan cini
Dileyemedim istediğimi


III.

Ben onla yüzyıllık kavgalı
Ben onla derinden yazgılı
Onu hayırsız bir evlat misali
Atsam atamadım, satsam satamadım
Ve ona bu sığ sularda
Bir mayın misali asılı kaldım.


Döndürüyor..


İşte hayat
Döndürüyor bir kasnak misali
Ruhunu emip, sindiriyor.
Yalandan sevinçlerle kandırıyor.

Döndürüyor bir balerin gibi
Ve savaş meydanına fırlatıyor

İşte hayat dedikleri buymuş
Herkes bu çirkin nizama uymuş
Tertemiz gelmişsin de dünyaya.
Seni bir caniye döndürüyor.



5.01.2025

Ya Yoksun Ya Yok..


Karanlık lacivert mi, gri mi, mavi mi dinlemez
Gece gök de siyahtır, yer de, deniz de
Bazıları yok başlar da hiçe yol alır.
Bir an var olup, ömürlük kaybolur
Yoksuldur gölgesiz doğar
Yetimdir kokusuz.
Meydanlarda görünmez olur bir yığın insan.
Sadece gölgesizi görür gölgesizler
Sadece kokusuzu tanır kokusuzlar.
Sistemdir işler, sayaçtır akar
Hacının hacıyı Mekke’de
Velinin veliyi tekkede
Delinin deliyi dakkada bulduğu üzere
Herkes kendi standardına görünür
Ve milyon içinde milyarlar ezilip, yok olur
Bundan mütevellit özetlemek gerekirse
Ya yoksun ya yok'sun.
Hiç hatırlanmayan nasıl unutulsun...