Binlerce ukde arasında birkaç nükte; yaşanmışlıklar..

28.05.2025

Ölümüme.


Nasıl bilirdiniz?
Hiç bilmezdik…

Şaka maka ölüme doğru sürüyorum atımı. Biraz uzun bir yazı olacak veda maiyetinde. Veda derken korkmayın bu yazıdan sonra kendimi 4. kattan aşağıya atmayacağım. Sadece bu bloga veda ediyorum. Ama hayata da veda edeceğim günler yaklaşıyor, şimdilik hayattayım.

Nasıl başlamıştım biraz anlatayım. Hatırladığım tek şey elimde içinde bezlerimin olduğu torbayla eşikten içeriye girişimdi. 3 yaşından 15 yaşına kadar burada kaldım. Çok ilginç bir deneyimdi, annemi o süreçte 5 defa görmüşümdür herhalde toplamda. Birkaç kere okul çıkışına gelmişti sanırım. Teslimiyet içinde bir hayatım olmuştu. Babamı gördüğümde ne kadar mutlu olduğumu hala anlatamam. Çok karizmatik bir adamdır babam, yürüdüğünde yeri titretir. Babamın görünüşü bana olmak istediğim adamı anlatıyordu.

Sonra bir anda lise yılları geçti, kendimi boşlukta buldum. Birine sevdalandım onu kaybettim falan derken. Kendimi akıl hastanesinde buldum. Hayatın rüzgarına bazen karşı koyamıyorsunuz, uçurup atıyor. Oradan çıktığımda kendimi tanıyamadım, eski ben değildim sanki. Saçlarım dökülmüştü ve kilo almıştım. Sadece bunlar olsa iyiydi, özsaygımı kaybetmiştim. Umursamazlığımı kaybetmiştim. Sonuçta kendimi kaybetmiştim. Eve kapanıp sadece yiyip, içiyordum. 130 kiloya kadar çıkmıştım. Kendimi yiyerek patlatmaya çalışıyordum. Sonra babamla beraber yaşamaya başladık. Kendimi patlatmaktan vazgeçtim ve 90 kiloya kadar düştüm. Hala ilaç kullanmaya devam ediyordum. Babamla düşe kalka yaşıyorduk.

Kısa bir hayat hikayesi buydu işte. Şimdi babam hasta ve yakında ölebilir. Ben kalabilecek miyim onu düşündüm. Ne kadar süre kalabilirim ya da hiç kalamam mı? Kendimi bildiğim kadarıyla ben de giderim. Bu kararı neden aldığımı anlatacağım şimdi sizlere.

24.05.2025

Çöküşe Doğru..


Ana gibi yar olmaz derlerdi. Bu benim için böyle olmasa da baba gibi dağ olmaz şeklinde yaşıyorum bunu.

Babam bir iyi olup çoğunlukla kötüleşiyor. Her kötü hissettiğinde Xanax alıyor ve günü daha da berbat geçiyor. Ölüm korkusu olarak yorumluyorum bunu. 77. yaşının doğum gününde akciğer kanseri olduğunu öğrenmesi hayatın bambaşka bir cilvesiydi sanki. 3 kemoterapiden sonra iyice yorgun, iyice koyuvermiş bir durumda görüyorum ya onu, mahvoluyorum. Babamı böyle görmemiştim ki hiç ben. Babam hep sıkıntıları göğüsler, çözüm yaratırdı. Belki benim hasta olduğum dönemler morali bozulmuştu ama bu kadar yıkılmış görmemiştim yine onu. Başlangıçta dediğim gibi annemin gerek fiziksel, gerek zihinsel yoksunluğunu babam kapatmıştı. Babamdan sonra kendimi öldürebileceğim gibi bir düşünce arada sırada yoklamaya başladı beni. Şu an bu satırları yazan adam olmayacağım kesin gibi bir şey.

Keşke ömrümden alıp babama verebilseydim. Keşke bencilliğim gereği ondan önce ölebilseydim. İnsan her şeye alışabilen bir canlı. Ama baban ölüyor ulan nasıl alışabilirsin ki? Numarasını rehberimden nasıl silebilirim? Nasıl bir gün bile arayamadan durabilirim?

23.05.2025

Sermest..


Yeşilden maviden ziyade
Kırmızıyı siyahı sevdik biz
Tertemiz âlâ yarındansa
Bugünü kirletmeyi seçtik biz

Teraziye hile, masuma çile
Namertle kalleş geldi dile
Delilik mantığı yendi bile
İyiliği bir bütün ezdik biz

Sözümüzü çevirdik yalana
Gözümüzü devirdik ziyana
Özümüzü katarak talana
Ömrü sermest içtik biz...





18.05.2025

Oyuncak Dünya..


Ne hayaller var değil mi?

Umut ve hayal ayrılmaz ikililerdir. Tuz ile karabiber, rakı ile şalgam gibi. Umudun varsa hayalin de vardır. Umutsuzsan hayattan bir beklentin yoktur. İnsanın elinden alındığında üzüleceği tek şey budur. Hapishaneye girip de 20 yıl ceza almak koymaz insana. Hapisten çıktığında ne yapabileceğini düşünmek ve umutsuzluğa kapılmak koyar. Çünkü kimse sana cezanı çektin artık temizsin demez. Eski hükümlü ya da eski suçlu gözüyle bakar. Bazı şeyleri yaparsın dönüşü olmaz. Ok yaydan çıkmıştır çünkü hedeften saptıramazsın artık. Bazıları gider, bazıları ölür ve bazıları kalır. Bunlar umutsuzluktandır.

Dünya büyük bir oyuncak gibi, beyinlerimiz programlanmış. Dekorlar olağanca bina, dağ, tepe, deniz, yol ve diğer insanlar. Pilimiz bitinceye değin oynayacağız bu oyuncak dünyada. Umudumuzu elimizden alacaklar, kimimiz suya atlayacağız veya kendimizi imha edeceğiz. Her şey bu kadar kolayken, her şey oldukça da zordur. İnsanlarla girdiğin etkileşimlerin ne sonuç vereceğini önceden tahmin edemezsin. Her insanın kendince düşünme yöntemleri vardır. Sana güzel gelen bir şey, başkasına gelmeyebilir. Sonuç olarak düşe kalka yaşar gideriz.

17.05.2025

Bir Soru..


Bir cevap ararım hâlâ var olduğumdan beri
Neden beş dakika sürer yaşama sevinçleri?

16.05.2025

Kadife Ceketli Çocuk..


Hayatın standart mutsuzluklarında
Hangi günü iple çektin çocuk?

Diken üstünde yürüdün
Çivi üstünde uyudun

Sevmek istedin kandırdılar
Sevilmek istedin kırıp attılar

Bakıp da göremedin sahteyi.
Dinleyip de duyamadın gerçeği

Taş taşıdın küçük ellerinle
Dert yüklendin kocaman yüreğinle

Dizlerin kanarken terler aktı alnından
Zalimin kamçısı inmedi asla sırtından

Sökük yeleğinle üşürken bu çirkin dünyaya
Kadife ceketinle girersin cennet-i âlâya...



13.05.2025

Sözler Verme..


Bana sözler verme
Sözler tüy kadar hafif değil.

Bana sözler verme
Sözler uçmayan balonlar değil...



12.05.2025

Zamanlama Her Şeydir..


Zamanlama her şeydir ve son otobüsü kaçırdığında yayan kalırsın cebinde taksi paran da yoksa.

Hayatının en büyük fırsatını ya da en büyük aşkını yanlış zamanda bulursun çoğunlukla. İmkânlar ve şartlar el vermez. Bazen de mesafeler mani olur. Sonrasında mutsuzluğa demir atarsın. Yalnızlığını Alcatraz hapishanesine benzetirsin kaçışın mümkün olmayacağı. Kendini şartlarsın buna, itikatla suçsuzluğunun cezasını çekersin. Çek bakalım.

Senin en büyük hayalin şimdi nerede bolca düşünme vaktin olur. Onun mutlu olduğunu hayal edip sevinirsin, çünkü o mutluluğu hak ediyordu ve sen de onu mutlu edecektin zamanlama denk gelseydi. Ama mutsuz olduğunu düşündüğünde azap çekersin, kendini yersin. Sonuç olarak onun mutlu olduğuna kendini inandırmakla geçer zindanında ömrün. Çünkü yalnızlığının tonluk çekerine ekstradan birkaç ton daha eklememek tamamen çökmemek için gereklidir.

11.05.2025

Bir Ben Var..


Bir ben var benden taşan
Bir ben var ateşe yaklaşan
Tam ortasındaymışçasına çemberin
Asla dışına çıkamayan.

Bir ben var gerçekten kaçan
Bir ben var kalleşe alışan
Kışın yoksul bir evin bacasında tütüp de
Bahar geldiğinde kaybolan.

Bir ben var şehrin ücrasına dağılan
Bir ben var imkânsıza kapılan
Son sürat koşmaktansa geleceğe
Tozlu geçmişe saplanan

Bir ben var küçüktür gölgesi
Bir ben var yoktur ki yörüngesi
Üç noktaymışçasına devamını uman
Oysa kesin tek noktayla sonlanan...





9.05.2025

Öğren..


Küsküne dil gerek
Dişliye mil gerek
Sevince zil gerek
Yol bitmeden öğren

Yiğide nam gerek
Kilide kam gerek
Eksiğe tam gerek
Boş geçmeden öğren

Güzele naz gerek
Evsize yaz gerek
Aşığa saz gerek
Kar düşmeden öğren...



7.05.2025

Tüketerek..


Dert üretip, mutluluk tüketiyoruz..

Mutluluk tamamen tükendiğinde yeni ürettiğimiz dertlerimizle hayatımız daha da zorlaşacak. Saçma sapan peri masallarına bel bağlayacağız. Mesela mutluluk, dayanışma, aitlik için değil de menfaat için evleneceğiz. Erkekler yemeği, ütüsü, temizliği yapılsın diye, kadınlar her ihtiyacı karşılansın, maddi zorluk çekmesin diye evlenecek. Birlikte hayata göğüs germek, güzelce çocuk yetiştirmek, aile dayanışması için değil işte. Menfaat için aynı yolda yürümeden, aynı yastıkta kocayamadan ayrılarak.

28.04.2025

17..


Nasip olmamış mutluluklara...🎈

Zaman içinde sıkışmış bedbaht ruhuma... 

Güzel bir gündür bugün.. 

23.04.2025

Yangında Ateşböceği..


Bulamadan kendini bu lebideryada
Göremeden kendini buğulu aynada
Bir çuval pirincin içindeki tek beyaz taş gibi,
Yangında bir garip ateşböceği gibi.

Bırakmadan gündüz düşlerini
Saçmadan havaya gülüşlerini
Nehirler kurumuş, vakit dolmuş
Güller buz tutmuş da olan olmuş

Azdan çok gitmiş, çoktan az
Yıllar geçmiş de gelmemiş yaz
Beyhude ümitle avutmuşsun kendini
Hiçten bitkinlikle aşamamışsın bendini.





22.04.2025

Yaşamış ve Yaşayan..


Yaşamış ve yaşayan 100 milyar insandan biriyim...

Bir buluşum mu var? Savaş kahramanlığım mı var? Dünya barışına katkım mı var? Bir hayat mı kurtardım? Bunların hiçbirine dahil değilim. Yiyip, içip, sıçarak hayatımı idame ettirdim. Burada hep dediğim gibi hayat adil değil. Ömrü daha uzun olsa neler gerçekleştirecek, belki tarihi değiştirecek insanlar erkenden göçüyorlar. Yaşamak istemeyene uzun ömür, yaşamak ve dünyayı değiştirmek isteyenlere kısa ömür bahşediliyor. Çözemiyorsun ve çözemeyeceksin.

İçki masalarında memleket kurtaranlar hep var olacak. Etek boyu götüne kadar olup bedenini teşhir edenler hep var olacak. Çocuklara tecavüz edenler, sapıklar, hırsızlar, kul hakkına girenler, sadakatsiz mahluklar hep var olacak. Dünyaya fayda sağlayacak beyinler hastalıktan ya da ani bir kriz sonrası artık olmayacak. Biz bir boka yaramayan çoğunluk sadece tüketip, hakkımızdan fazlasını alacağız dünyadan.

Biz toplumu yozlaştıran her şeyi izleyip, dinleyeceğiz. Reyting neredeyse oraya koşacağız. Damat kayınvalidesine, dayı yeğenine, dede torununa hallenecek ve biz izleyeceğiz. Onları izleye izleye zaten boktan olan karakterlerimiz daha da iğrençleşecek. 100 yaşına kadar yaşayıp leş varlığımızla temiz dimağları zehirleyeceğiz. Sokayım böyle düzene.

17.04.2025

Ardından..


Döne döne düşerken şu zaman bir dursa
Her dem kaybederken şu zar verse bir ara

Var mı ardından bakakalanlar gidenlerin?
Var mı yaşam sebebi umutsuz sevenlerin?
Yoklukta kimsesizsin, yağmurda şemsiyesiz.
Olana çaresizsin, kelimeler artık kifayetsiz.

Geceyi hasretle çekip karanlığı örtünmek
Yaraya tuz basıp geçmişe öykünmek
Aslında bütün mesele ağlarken gizleyebilmek
Ya da susarken söyleyebilmek...





12.04.2025

Bir Tetik Misali..


Nefesini tuttuğunda her şey duracak
Verdiğinde eskisi gibi olmayacak.

Basit olan zorlaşır buralarda.
Sahte olan sıradanlaşır.
Bir gördüğünü bir daha görmeden
Bir sokaktan bir daha geçmeden.
Hep kısa çöp çekilir.

Kör bir bıçak gibi
Kesmez duyguların yaşananları.
Ömrün problemleri biter mi ki?
Nasıl tahmin edebilirsin olacakları?

Gri gökyüzünün altında
Kâtipler omuzlarında
İsrafil’in nefesi ummadığın anda
Bir tetik misali çekilidir hayat
Başlayacak bırakıldığında..





5.04.2025

Gelsen Ya..


Gelsen ya yine
Kurtarsan beni sensizlikten
Susuzluktan, sevgisizlikten
Kessen ipimi
Tutsan elimi.

Gelsen ya yine
Sabahın ilk ışıklarıyla
Bir yağmur bulutuyla
Yağsan üstüme
Dönsem dünüme.

Gelsen ya yine
Bir darılıp barışsak
Saatlerce konuşup bakışsak
Yarını düşünmeden
Bugünü kaybetmeden...





3.04.2025

Anlatamıyorum..


Çocukluğunda dünya masum geliyor sana. Kimsenin içinde kötü niyet ve kayıtsızlık görmüyorsun. Çünkü herkesi çocuk sanıyorsun. En azından insanlar o çocuk ruhu unutmamıştır zannediyorsun. Geçmişe özlemin bundan. Yılların getirdiği çamurun o temiz suyu bulandırdığını anlayıp hiçbir şey yapamadığımızda kaybettik biz. Su kirlendi, özümüz çirkinleşti. Sınıflar atladık, milyonlarca kişinin üstünden ve dünyanın 10’da 9’una caka sattık. Süslendik, püslendik ve insanlığımızı çıkarttık üzerimizden. İnancımız zayıfladı, inancımız hastalandı ve iyileştirmedik onu bile isteye.

Bu dünyanın çivisi yıllar önce çıkmış meğer. Dünya ölmüş ve herkes üzerine toprak atarak çöpten dağa çevirmişiz onu. Tanrı’nın hepimize biçtiği rollere bakın. Ben şu an bu satırları yazarken, kimler dünyanın en büyük acılarını yaşıyordur? Kimler ağlıyordur? Kimler vazgeçme aşamasında bir binanın penceresinde son sigarasını içiyordur?

Hayatınız kendinize biliyorum. Ne yapıp ne yapmıyorsanız hepsi hissenize. Biliyorum böyle gelmiş böyle gidecek. Diğerleri diye dışladıklarınızı, hayalet yerine koyduklarınızı hiçbir zaman fark etmeyeceksiniz. Size her şey altın tepside sunuldu. Sizin sınavınız varlık oldu. Ama sizin dışınızda dünyanın tamamı bir kavga vermekte, cenk etmekte. Ekmek parası uğruna sürünüp, süründürülmekte. Bir görseydiniz şu çilekeşleri. Bir görseydiniz, çünkü onlar yaşamazlar, sadece çalışırlar. Tek dertleri bugünü atlatmaktır. Zira yarınlar hep daha zor olacaktır onlar için.

27.03.2025

Ben Yaşadım..


Ben yaşadım.
Gördüm, tattım, dokundum, işittim
Karşı mahallede bir araba dayak yedim
Ve komşu kızını sevdim.

Ben yaşadım.
Evvel bir zaman içinde
Unutulacağımı bile bile
Bir buz parçası gibi çöl ikliminde

Ben yaşadım.
Çocukken babamın çakmak cebinde
Yetişkinken 5 metrekarelik bir kafeste
Şefkatin ırağında, hasretin kanadında.

Ben yaşadım.
Sınav kağıdını boş bırakarak
Hıçkıra hıçkıra ağlayarak
İstemsiz nefes alarak ve utanarak.

Ben yaşadım
140 mevsim değişti
420 ay geçti.
Ve beklenenler hiç gelmedi.

Ben yaşadım
Işığa örttüm perdemi
Geçmişe yonttum düşüncemi
Taşa oydum benliğimi.

Ben yaşadım
Kimse varlığımı görmedi.
Ben öldüm
Kimse yokluğumu fark etmedi.





24.03.2025

Ah Bir Olsa..


Bir çizgide gitmiyor işte. Keşke gitseydi.

Bir göz kırpışı mutluluklar hiç olmasaydı. Hep kötü seyretmiş olsaydı alışmıştım çünkü. Olacakken olmaması insanın yaşama sevincini öyle çökertiyor ki. Ülkenin geldiği noktaya söyleyecek sözüm yok, kendi canımın derdine düşmüşüm. “Nabıcaz be Kamil?” modundayım. Bugün bitse hayatım sadece teşekkür ederim. İşte hayat, omuzlarına filler yükleyen hayat artık bir bitsen mi?

Her şeyin bir sebebi vardır biliyorum. Sadece o sebebi bulabilseydim diyorum. Sonunun belirsiz olması heyecan vermiyor. Ben hep daha önceden izlediğim filmleri izlerim sonunu bildiğimden. Bu belirsizlik, bu anadan üryan çıplaklığım, başıma nelerin geleceğini bilememem beni çıldırtacak. Gerçekten hiçliğe karışacağımı bilsem ölüm ağrısını tüm şiddetiyle karşıma alırdım.

Bu dünya boktan da değersiz bir yer. Herkes maddeye tapıyor, insanlık, vicdan kalmamış. Teker dönsün, dişliler çalışsın, sistem işlesin de herkes bok içinde yüzmeye devam etsin. O pahalı parfümler koklansın, ev tapuları, araba ruhsatları biriksin yaşayın gitsin.

Kimseye artık diyecek bir sözüm yok. Sadece bir siktirip gidebilsem bu âlemden bir an önce. Zamansızlığa yol alsam, yanacaksam yansam, hükmüm kesinleşse. Allah biliyor ya dermanım yok, gidonu bırakmışım yokuş aşağı giderken. Bir kaçabilsem buralardan. Bir isimsiz mezarım olsa. Ah bir olsa..

17.03.2025

Ve Işık Kırılır..



Seçim yapılır

Işık kırılır, ses dağılır

Gurbete behemehal dalıştır bu

Yalandan gerçeğe

Yanlıştan doğruya

Gidene müselsel itiştir bu

Nefse zincirli kilidi kırıp

Nefesini bırakıştır bu..



13.03.2025

Elim Bir Süreç..


Herkes gider sen kalırsın derler ya. O aşamadayım galiba. Bir yazımda bahsetmiştim bu ihtimalden ve hayat sonunda beni tek başıma ormanda bırakmak üzere. Nasıl olacak, nasıl olacağım?

Kimseye sitemim yok, yalnızlığım benim sorunum oldu çünkü. Ben kendimi yalnızlığa zincirledim. İki başarısız intihar denemesinden sonra bir daha denememeye yemin etmiştim. Ben kendi isteğimle gitmeyeceğim buralardan, kendime direkt ölümcül bir kötülük yapmasam da, sağlıksız beslenerek, sigara içerek hayat süremi kısaltmaya çalışacağım.

İşyerindeyken bütün mahalle uyurken gecenin 3’ünde ağlama krizine girdiğimi siz okuyanlar hariç kimse bilmeyecek. Ölüm Allah’ın emri, ben babama son 20 yıl da olsa doydum. Bunun için şükrediyorum. Babamla çok iyi ikili olduk, yoldaş gibiydik. Şimdi sadece Tanrı’ya babama çektirmemesi için dua edebilirim. O melek gibi bir insan, bugüne kadar verdiği sadakalar sayesinde dimdik ayakta durdu. Kimseye muhtaç olmadı ve bizi de muhtaç etmedi. Tanıdığı herkese bir iyiliği dokunmuştur.

12.03.2025

Kimse Bilmeyecek..


İlerliyorum ve dikiz aynasında küçülüyorsun.
Geride yaşanmışlıklardan çok yaşanmamışlıklar
Öyle ki tozlanacak tavan arasında hatıralar.
Ve bir palyaço ağlayacak maskesinin altından.

İstemsiz bir sorumluluk olan hayatım
Beni kim bilir nereye sürükleyecek.
Durmak istesem durdurmayacak
Dönmek istesem döndürmeyecek...

Mesele içimdeki kimsesizlik
Mesele nefesimdeki sensizlik.
İşte bunu,
Kimse duymayacak
Kimse bilmeyecek...





9.03.2025

Olmayan Ne Varsa..


Bir gün görüşürüz yeniden
Hikayemiz sürer bitti derken
Toprağa cemre düşer de vakit erken
Bir gün güneşi uyandırırız.
Bir daha da uyutmayız.

Bir gün 17’mizde tekrar buluşuruz.
Dünyayı müsait bir yerde durdururuz.
Göz göze, diz dize oturur
Olmayan ne varsa oldururuz...



6.03.2025

Yenildim..


Yenildim hiç hesapta yokken
Yüksekten manzaraya bakarken
Tek pare top atışı yetti duvarların yıkılmasına
Düştü şehir, yangın içinde akşamına.

Yenildim zamanın böylesine.
Kibirli devlerin o cüssesine.
Karıştım
Saten çarşaflardan kayarcasına hiçliğe.
Övgüler dizerek deliliğe.

Yenildim bir hafif rüzgâra
Ve uçurdu attı beni uçurumlara
Düşerken anladım bu âlemi
Siyaha araladım perdemi.

Yenildim ateşe mumdan kayığımla.
Yenildim yokluğa zerreden varlığımla.
Yenildim ve birdendir tükendim..





3.03.2025

Dönsen Bile..


Dönmek mümkün mü artık?

Ne sen aynı sen, ne ben aynı ben. Ben sana gelsem, sen bana dönsen dünyalar kadar farklıyız artık. En yabancı birinden daha yabancısın bana, yabancıyım sana. O yıllara dönebilmek mesele. O toylukta, o saflıkta buluşabilmek. İlk kez hissettiğimiz duyguları yeniden yaşayabilmek. Sen başka bir tarafa bakarken bütün mimiklerini izleyebilmek mesele. İnsan 25’inde ölür 75’inde gömülür demiş ya Tarkovski. Benim ölümümün üzerinden 10 sene geçmiş. Hep o ana dönme istemiyle öldüm ben. Nietzche gibi halüsinasyonlar içinde öldüm. Olmaz ya hani Tanrı cennetinde yer verse sadece o anda kalabilmek isterdim..

Bir kıvılcım yakalamışsanız bırakın yangına dönüşsün. Sevdiğinize sudan sebeplerle sırt dönmeyin, onu küstürmeyin, onu soğutmayın. Her zaman aşkınızı muhafaza edin ve hep ateşi harlayın. Zor zamanları birlikte atlatın. Dünyayı tek başınıza sırtlamaya çalışmayın. “Dönsen bile bulamazsın beni bende” Pişmanlıklar sizi ağacı kemiren kurt misali yaşlandıracaktır. Kırılan cam bardağı kırılmadan önceki haline getiremezsiniz. O yüzden bilinçli olun, birbirinize iyi gelmeye çalışın. Kimse kalmasa da etrafınızda sırt verebileceğiniz tek kişinin o olduğunu hissettirin birbirinize. Hayat yalnızlara o kadar ağır geliyor ki. Yıllarınızı inat ederek, ego içinde tüketmeyin..

28.02.2025

Aleni..


Ben bir çanın altında kör ve sağır
Görmeden duymadan severim seni
Düğümlenirken içim kahır kahır
Bilmeden bulmadan fikrim çözeni

İsyan etmem kaderimdir çekerim
Düşman olmam ederimdir değerim
Yarım kalmam anidendir biterim.
İçmeden sarhoşum böyle aleni





24.02.2025

"Ol" Diyecek Olacak..


“Rabbin sana istediklerini verecek, sen de râzı olacaksın.”

Duha/5


Göğsümüzün içini o görüyor sonuçta. Nelere meyledip, nelerden caydığımızı o biliyor. Senin en gizli sırlarına, utançlarına, arzularına o hâkim. İşte o yüzden hayatını zorlama, olmadık şeylere diretme. Olacağı varsa bir kuş kanat çırpsa olacaktır. Olmayacaksa yer yarılsa da olmayacaktır. Bugün çoğu şey yolunda gitmiyorsa bir sebebi vardır bilmediğin. İnsanoğlu her şeye vakıf olabilir mi hiç? Yaşamadan tecrübe edip, ders alabilir mi? Öleceğimiz güne dek rızkımız hep ondan olacak. Bazen ondan uzaklaşsak da hep o bizimle olacak. Tohumları ektiğin zamanlar bellidir, hasat ettiğin zamanlar bellidir. Sen duanı et, şükret ötesini ona bırak. Bazen kıtlık olacak, bazen bolluk. Her şeyin tastamam olsaydı kibirlenmez miydin? Dilediklerin zamanı geldiğinde onun "ol" demesiyle gerçekleşecek. Yeter ki sen inancını zayıflatma.

“Şüphesiz Rabbin her an gözetlemektedir.”

Fecr/14


Yerin metrelerce altında da olsan, atmosferin üstünde de olsan o görür. Habis bir plan içindeysen de âlâ bir sürpriz içindeysen de bilir. Oysa biz sevmediğimiz insanların kuyusunu kazıyoruz. Başkalarına kötülüyoruz. Görmezden gelmek, tepkisiz kalmak dayanılmaz geliyor. Kolay gözüken yolu güzel yol sanıyoruz. Hedefimiz sadece uyuyup, uyanmak, maddeye sarılmak. Materyale ulaşmak için engel gördüklerimizi harcamak. Herkes birbirini sevmek zorunda değil, fakat herkes birbirine köstek olmak zorunda da değil. Olacaksa hayırlısı olsun diyeceksin. Olmuşsa hayırlı olsun diyeceksin. Sonra kendi yolunda yürümeye devam edeceksin. Kanını zehirleyen düşüncelerden kurtulacaksın.

23.02.2025

Fark Etmemişim..


Fark etmemişim günlerin kısaldığını.
İyiliğin azaldığını, kötülüğün arttığını.
Geçmişin sırtımda kıymık misali saplı kaldığını.
Fark etmemişim..

Sabah değil de bunca senedir,
Akşamüstü uyandığımı fark etmemişim.
Yalnızlığımı ve bezginliğimi hiç bu kadar
Fark etmemişim.

Hissizliğimi, suskunluğumu
Körlüğümü, mutsuzluğumu
Mevta misali solgunluğumu
Fark etmemişim.

Uzakken bir uçurum gönülden
Susuzken daha bir kuru gülden.
Kaçarken suçlu gibi günden geceden
Yolun sonuymuş fark etmemişim...





18.02.2025

Değişememek..


Dünya değişmez, düşünceler değişmedikçe...

Biz değişemeyiz ahali. Biz hiçbir zaman değişemeyiz çünkü insanız. Bir limitimiz ve eşiğimiz var. Bunlar dayanma limiti ve vazgeçme eşiği. Çok zor bir durumda kaldığında dayanmıyorsun. Seni birinin kurtarmasını bekliyorsun. Bazen de cezbedici bir duruma kapılıp gidiyorsun. Rüşvet yemek, bir ürüne fahiş fiyat çekmek, dolandırmak gibi. Vazgeçiyorsun iyi insan olmaktan. Sözde müslüman kalıyorsun ama özde inancından sapıyorsun. Biz değişemeyiz çünkü kusurlarımızı örtecek bir perde yok. Doğruyu sapasağlam muhafaza edecek kasalarımız yok. Günlük hayatın hazlarıyla sahte doyum yaşamaktan ileriye gidemeyeceğiz. Ruhumuz hep aç olacak, hayırsız şeylere ömür bağlayacağız. Şekilden şekle girip en sonunda amorf bir hal alacağız.

Oksijenle temas eden her şey bozulur. Biz insanlık da buna dahiliz. En rahat yaşam standartlarını düşledikçe ve ona ulaşma hırsıyla yaşama nedenimizi unuttuk gitti. En pahalı eve ve arabaya sahip olma hevesi. En güçlü, en güzel eşe ait olma hevesi. Kolay para kazanma, kolay harcama düşüncesi. Herkesin amacı dünya olmuş. Dünyayı kurtarayım da gerisi önemli değilmiş. Yüzlerce yıllık bir ömrün olsaydı bu doğruydu. Ama yüz yıl bile yaşayamayan milyarlarca insan varken ömrünü adadığın yalan dünyaya dön bir bak. Sen hayatını yüksek standartta yaşıyorsun tamam, ama sokaklarda yaşayan bir ekmeğe muhtaç bir kişi gibi 2 metrekarelik mezara gireceksin sonunda. Ölüm, şartları eşitleyecek. İşte bu gerçeği bize unutturmuşlar. Ya da biz unutmaya çoktan razıydık.

15.02.2025

Sonrası Olmaz..


Sonrası olmaz bazen
Bir köşeden dönersin de karşında çıkmaz.
Başlarsın da asla bitmez.
Ve sonrası olmaz sensizliğin.
Çünkü ben kalmam.

Umutsuz uyanıp da akşama adımlarken
Sonrası olmaz mutsuzluğun.
Simsiyah düşüncelerdeysen
Sonrası olmaz karamsarlığın.
Çünkü renksizdir yalnızlığın.

Sonrası olmaz kırılmanın.
Kimsesizliğin cılız aleviyle ısınmanın.
Ve sonrası olmaz
Karşıdan gelen farla aydınlanmanın.

Camdan evinden taş attıysan
Sonrası olmaz.
Düşlerini toplayıp yaktıysan
Sonrası olmaz.

Ve sonrası olmaz vedaların.
Sırası gelmez vefaların...





11.02.2025

Gün Olur..


Bazen toparlayıp, hep dağılmak
Bazen hatırlanıp, hep unutulmak.
Hicrana yenik içindeki sevincin.
Ve birden bitecek dünya gezintin.

Gün olur beyaz sayfalar sararır
Gün olur gümüş eller kararır
Utanırsın eylemsizliğinden
Gün olur çıkamazsın bir yaz gecesinden

Kalanlar da birer ikişer giderler
Zaten burada hep gideni severler
Bir düğüm çözsen bu kördüğümden
Yüzlercesi eklenir kendiliğinden